sinirlerimi bozan karardır. hukuk mezunu bile olmayan anayasa mahkemesi başkanının rengi zaten öncelerden belliydi ama sonuna kadar güvendiğim hukukçularımızın böle bir hataya nasıl düştüklerini anlayamıyorum. demokrasi başlığı altında dinsel ve benzeri çeşitli gerekçelerle halkı sömüren, son derece despot bir partinin, ulu önderimizin kurduğu meclis çatısı altında hala faliyet gösterecek olması hangi mantığın ürünüdür bilemiyorum. aynısı dtp içinde geçerli ama böyle at gözlüğü takmış kukla gibi abd ve ab kararlarını uygularken onunda sonucunun farklı olacağını zannetmiyorum. katiller mecliste fink atmakta. tehlikenin farkında mısınız?
son olarak Atatürk'ün gençiğe hitabesinin bir kısmıyla önemli bi hatırlatma yapmak istiyorum. belki sözde demokrasi savunucuları, yıllar sorasını görmüş atamızın söyledikleriyle birazda olsa uyanırlar.
"memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet icinde bulunabilirler. hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, mustevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakru zaruret icinde harap ve bitap duşmuş olabilir.
ey turk istikbalilin evladi! işte, bu ahval ve şerait icinde dahi, vazifen, turk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktir! muhtac oldugun kudret, damarlarindaki asil kanda mevcuttur."