Okuduğum okulun Avm de halka açık edebiyat sergisi vardı ben de o sıralar necip fazıl takılıyorum içimdeki K.maraşlıyı ortaya çıkarmış dolanıyorum Sakarya türküsünü ezberlemiştim etkinliğin başlangıcında gururla okudum alkış falan gayet güzel ben biraz böbürlendim tabii sonra standın başına geçtim çok geçmeden okulun en güzel iki kızı geldi benim standa birinin adı Yasemin benim de pek aram yok onlarla o zamanlar işte kızlar sıkıştırdı şiir oku bize diye ben de gençlik utana bezene okudum şiiri ama bunlara da hafiften gıcık oldum zorladılar diye hınzırlık olucak ya o an aklıma bunlara bi işgüzarlık yapmak geldi elimde iki tane görevli yaka kartı vardı kızlara " gidin bu kartları yukarı kattaki X lokantasına gösterin bedava köfte veriyolar biz yedik gayet hoştu " falan nasıl övüyorum köfteyi bu kızlarda iyi bi gaza geldi aldılar kartları çıktılar yukarı lokantaya gidip sormuşlar adamlar da gülmüş bunlara dalga falan geçmiş kızlar aşağı geldi kıpkırmızı ben kahkaha atıyorum ama nasıl mutluyum.
işte Yasemin in tarihi taa oralara dayanır. Vurgunum dayıoğlu.