rektörlük seçimi

entry40 galeri
    38.
  1. en son bu yılın mart ayından 6 rektör atanmıştır.

    Medeni ve demokratik bir ülkede iş burada biter. Üniversite rektörünü seçmiştir. Tamam. Nokta.

    Haaa, bu seçimde öğrenci temsilcileri de oy kullanmalı mıdırlar, asistanlar da katılsalar iyi mi olur, hatta "idari personelin" bile seçime katılması daha mı doğru olurdu, bunlar tartışılması gereken güzel konulardır.

    Ama rektör seçilmiştir, tamamdır, isteyen beğenir isteyen beğenmez (nedense geçmişte doktor kazanırdı!), mesele kalmamıştır.

    Fakat bizde öyle olmuyor.

    aslında rektörler seçilir de seçilemez!

    Çünkü, yalnız birinci olan değil, en çok oy alan altı aday, yani beş kişi daha YÖK'e bildirilecek, YÖK bunların içinden üç kişiyi seçecek (birinci gelen hoca bu listede hiç olmayabilir de!), cumhurbaşkanına sunacak.

    Cumhurbaşkanı da bunlardan birini, isterse en "alakasızını" rektör yapacak. Bu yetkisi var.

    Bu düzen, yirmi altı yıl önce, Kenan Evren'in "rektörleri kendi kafasına göre tayin edebilmesi için" ayarlanmış bir dümendir.

    Kenan Evren, ya da ondan sonra gelmesi beklenen bürokrat kökenli diğer cumhurbaşkanları... Tercih sebebiyle genelkurmay başkanlığından gelecekler, ya da hiç olmazsa Anayasa Mahkemesi başkanlığından gelecek olanlar... (Nitekim, "asker uyduramadık sivil verelim" yaklaşımı 2000 yılında uygulandı.)

    Ama hesap 2002 yılında tehlikeye girdi, 2007 yılında da cortladı. şimdi ise resmen boku çıktı.

    Şimdi, bürokrasinin rejim ve toplum üzerindeki "vesayetinin" sürebilmesi için kurulmuş bu düzenek "halktan bir cumhurbaşkanının" eline geçince homurdanıyorlar...

    Ve de emekli memur gazeteleri satır aralarında sızıldanmaya başlıyorlar: aslında daha uygun adaylar varken cumhurbaşkanı gitmiş en olmayacak olanı seçebilirmiş! ima yoluyla kılçık atıyorlar.

    Cumhurbaşkanına bu yetkiyi vermeseydiniz kardeşim, kim bu sistemi getirmiş okudun mu iyice?!

    Siz, anayasaya göre "vatana ihanetten" başka hiçbir suçla yargılanamayan cumhurbaşkanının "AKP'yi kapatma davasında" yargılanmasını bile utanmadan istemiş adamlar değil misiniz? ne oldu hatırlayamadınız mı o dönemleri?

    "Abdullah Gül'ün eline bu yetkiler geçmesin" diye vakti zamanında ortalığı birbirine kattığınızı Avrupa'da Amerika'da bile duymayan kalmamıştı hatırladınız mı?

    Yetkileri kendi diktatörünüz kullanınca iyi, demokratik yoldan gelen başkası kullanınca kötü... Öyle mi?

    bu yavşaklık mıdır değil midir cevap verin? gandhi kemal başa gelip kafasına göre atasa oh mis, ama ılımlı islam yapınca atamayı tu kaka...

    sevgili chp liler, bu durum çok mu moralinizi bozuyor? anayasa taslağı sürecine dahil olup bunların değişmesi için baskı yapsaydınız hükümete... elma şekeri elinden alınmış çocuk gibi küsüp çekip gitmeseydiniz...

    Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. Hiç ağlamayınız.

    Cumhurbaşkanının "parti kökenli" olmasına dehşetle bakıyor, ama Atatürk'ün ve inönü'nün görev süreleri boyunca fiilen CHP başkanı da olmalarını çok doğal karşılıyorsunuz!

    Atatürk-inönü, inönü-Peker ya da inönü-Saracoğlu ikilisi olursa "uyumlu çalışma", Bayar-Menderes ya da yıldırım-Erdoğan ikilisi olursa tu kaka... Öyle mi?

    sistemin komple yanlış olduğunu söylemek için, atayan kişinin sizin ideolojinize yakın olup olmaması ile değerlendiriyorsanız sinsi bir puştsunuz demektir. objektiflikten uzak, fanatikliğe batmış beyinler zaten bu coğrafyanın içine edenler.
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük