"... Türkiye'de ve çevresinde hatta karasularımız içinde kalan bölgelerde 'petrol var'.
Ne zaman çıkarılacak derseniz, Türkiye yabancılar tarafından tam olarak kontrol edilip, yapılacak düzenlemeler ile 'yabancı petrol devleri' bize hiç bir şey vermeden 'petrolün tamamını alabilir' hale geldiklerinde, Türkiye'nin her yerinden petrol fışkıracak."
"... Adıyaman, Edirne, Antalya, Sivas, Saros Körfezi, iskenderun, Erzurum, Van, Kastamonu ve daha sayamayacağım bir çok bölgemizde 'arama - kapatma - engelleme' şeklinde gerçekleşen yaşayanların resimleri ile kaydettikleri bir çok olay var."
"Sonuç: Türkiye'de petrol ve doğal gaz var. Var ama yabancılar 'hukuken','bunları çıkarıp, parasıyla bize satar' konuma gelene kadar çıkması çok ama çok zor !
(19 Temmuz 2008, Vatan Gazetesi, Yiğit Bulut'un köşe yazısı)
Ne acıdır bu gerçeği bilmek. Şırnak tarafına yolunuz düşerse sınırın öteki tarafına gözünüz gitsin. Yaklaşık 1 kilometre ötede sondaj kuyularından oluşan bir tarla görüyorsunuz. Başınızın yönünü Türkiye tarafına çevirdiğinizde ise tek bir kuyu yok. Hangi mantıklı insan evladı yutar bunu. Toprak yer yer öyle almış ki ben ilk gördüğümde kaza olmuş ta mazot falan dökülmüş sandım. Ama neredeyse yüzeye sızacak olan petrolmüş meğerse. Bu gerçek olmasa ne güneydoğu bölgemiz böyle kaynardı ne de terör olurdu. Cudi dağının eteklerinde sondaj yapıp petrole ulaşan ama yasal mercilere başvurunca ruhsat alamayan arazi sahibini bizzat gördüm. Neymiş efendim, çıkan petrolün kalitesi düşükmüş te çıkarması çok masraflıymış ta falan filan. Bu yüzden bölünmek isteniyor bu topraklar. Çünkü küçük olan güçsüzdür ve güçsüz olana söz geçirmek her zaman daha kolaydır. Kuyruğu öyle bir kaptırmışız ki başa kim gelirse gelsin petrolümüzü kullanmaya cesaret edemiyor. Neyle ve nasıl tehdit ediliyoruz acaba? kuzeyimizde ukrayna,gürcistan,rusya,doğumuzda azerbeycan,iran,güneyimizde ırak,suriye,lübnan hatta kıbrıs karasularının içinde petrol olduğu biliniyor ama ne hikmetse sadece anadolu'da petrol olmuyor. Bu bir şanssızlık değil lanet olması gerek. Kuzey Kıbrıs'ın Lübnan'a bakan karasuları içinde petrol rezervleri olduğu tespit edildikten sonra birden anlaşma zeminlerinin hazırlanması da dikkat çekiyor.