ezanın her türlüsü rahatsız edici diyeni mi ararsın...
allah Türkçe biliyor ama biz arapça bilmiyoruz diyeni mi ararsın...
arapça ezan yobazlıktır diyeni mi ararsın...
her türlüsü var. siz ezanınızın nasıl olmasını istersiniz bilmiyorum ama cumhuriyet tarihinin bitmeyen bu goygoyuna, hali hazırda herkes unutmuşken itlik yapıp çomak sokasım var. (elbette ucundan chp ye dokundurmadan geçmeyiz, çünkü konuyu durup durup patlatan onlar).
ismet inönü vakti zamanında onu ne güzel Türkçe okutuyordu değil mi?
Hani bir çeşit "Martin Luther'in incil'i Almanca'ya tercüme etmesi" gibilerden bir reform görmek isteyenler var bu ezan meselesinde... Oysa türk insanının alışılmışın dışına çıkmaktan korktuğu için midir bilinmez, mesele aslında şudur;
Ezanın Arapça, Türkçe, latince ya da eski ibranice okunması arasında pratikte hiçbir fark yoktur, çünkü anlamını ve ne işe yaradığını bilmeyen yoktur. Bir Hıristiyan bile bunu merak etmez. "Tanrı uludur" denildiği zaman onu kolaylıkla anlayacak olduğu varsayılan hiçbir "cahil köylü" de, "Allahüekber" denildiği zaman "ne çığırıyor bu müezzin, acaba beni bir yere mi çağırıyor" diye sormaz!
Çünkü bu bir kalıptır, bin beş yüz yıldır her gün beş kere tekrarlanan bir ritüel.
Ortalama 70 yıllık insan ömründe aşağı yukarı 130 bin kere duyulacak bir kalıp!
Dolayısıyla, "ondan başka yoktur tapacak" desen ne değişecektir, "la ilahe ill'Allah" desen ne fark edecektir? Müezzin çıkıp da "there is no god but Allah" dese bu çağdaşlık mı sayılacaktır? Ben şimdi "come to the prayer, come to salvation" yazsam Avrupalı mı olurum, yoksa dinden mi çıkarım?
Ezanın Türkçe okunması, devrim falan değil, yalnızca bir özenti olmuştur. Halk tarafından da hiç hoş karşılanmamıştır, bu yüzdendir ki yürümemiş, eskisine dönülmüştür.
Bürokrasi, günün birinde iktidara yeniden el koyduğunda, ezanı yeniden Türkçe okutmayı ciddi olarak düşünmekte midir?
Sanmıyorum çünkü 1960 yılında elinde bu güç vardı, isteseydi yapardı! 1980 yılında diye yazmadım, çünkü o dönem, ezanı Türkçe okutmak şöyle dursun, tam tersine, Amerikan "yeşil kuşak" politikasının dümen suyunda, komünizme karşı dinciliği kullanmaya hız veren bir dönem olarak tasarlanmıştı. (sonucu fetö olan yeşil kuşak politikasından bahsediyorum)
Bunda başarılı da oldu! Fakat akşam yediği hurmalar, sabah döndü bürokrasiyi tırmaladı! şu anda yürüttüğü mücadele de, hurmaların "tahribatını" temizleme çabası!
peki neden Türkçe ezana dönülmemiştir?
Demek ki "söktüremeyeceğini" görmüştür. Halkın tepkisinden çekinmiştir. Belki de hiç aklına bile gelmemiştir! Böyle bir konuyu kendi aralarında gündeme getiren bile çıkmamıştır hatta!
Öyleyse elinde güç vardı da yapmıyorsan 50 senedir ısıtıp ısıtıp "Türkçe ezan" teranesini sözüm ona gündemi değiştirmek için mi servis ediyorsunuz?
Türkçe ezan isteyenler (hala var ise) kemal kılıçdaroğlu nun iktidara gelmesini bekliyorsa hiç boşuna beklemesin...
Yoksa meral Akşener mi başaracak bu "devrimi" çıkmaz ayın son çarşambasında?
bence ne yapılması lazım biliyor musunuz?
hazır millet türkiyenin rus-çin ittifakına katılmasını istiyorken doğu perinçek i getirelim başa, ezanı da çince okutalım... en azından bir taşla iki kuş vurmuş olursunuz.
edit : 2.abdulhamid diye biri hükümet için yer aldı mı cumhuriyet kurulduğundan beri, yoksa konuları bing bang den itibaren mi değerlendirelim bundan sonra?