çünkü din gibi gerici fikirlere karşı direnmenin başka yolu yok. ayrıca laiklik ütopya bu yüzden oluyor. dinler emperyalist bir yan taşıyor ve bu insanlar tanrılarının sözlerini kutsal sayıp kendine emir verdiğini düşünüyor. eğer onun emrettiği gibi yaşamazsa asla adil bir toplum olmayacağını düşünüyor. hal böyle olunca laiklik içindeki bütün kötü olanı onun dininin toplumda hakim olmamasına yorup pek tabi şekilde bu toplum modeline kin besleyecek ve kendi içinde bu düşünme tarzı ona eylemlerinde haklıymış izlenimi verecektir. nitekim yobazlara bakarsanız bunu net olarak görürsünüz.
sonuçta bu insanlar inançla zehirlenmiş insanlar, en doğru ve mükemmel kitabın kendinde olduğunu düşünüyorlar. hal böyle iken o insanlar kul yapımı gördüğü laikliğe nasıl başkaldırmayacak?
tabi bu algıyı şimdi belli bir dinden çekip tüm dinlere uygula. hepsi kendinin en doğru ve yanılmaz gerçek olduğunu düşünüyor. her türlü felaketi kendi düşüncesinin topluma hakim olmamasında görüp bir nevi bu saçma mantıkla kendini akli olarak da haklı çıkartıyor. bu kişilerin hepsi birden dışa taşarsa ve bunları durduracak ortada bir güç yoksa o zaman toplum içinde biri diğerini tamamen eğemenliği altına alana kadar çatışma olacaktır.
peki laiklik bunları durdurabilir mi?
tabi ki hayır, laiklik çünkü dinlerin kendi içinde olan emperyal amaçları durdurabilecek karşı dinsel misyon değildir. kendini kutsiyetle ilişkilendirip belli bir din veya cemaat üzerinden kendini sağlamlaştıramaz.
hal böyle olunca laikliği ayakta tutabilecek bir güç kalmıyor. hatta laiklik din ve inanç özgürlüğü altında bunları meşrulaştırarak kendi sonunu hazırlıyor.
bir toplumda laikliği ayakta tutabilecek tek kesim de güçlü bir dinsiz kesim ya da mezhepler arasında çok kesin bir bölünme olması. bu mezhepler arası bölünmede sırf diğeri gelip beni ezmesin diye laiklik taraftarı gibi davranıp bu sistemi destekleyecektir. ancak o da aslında güçlendiğinde bu sefer laiklikle o çatışacaktır.
laiklik önemli olsa da toplum içinde dinlerin gerçekliği bazında mümkün görünmüyor.