Daniel Barenboim'u tanır mısınız (tabiki tanımazsınız siktiğimin goygoycuları!), hem büyük bir piyanist hem büyük bir orkestra şefi... Buenos Aires doğumludur, çok iyi tango da yapar.
dünya düz diye çığıtkanlık yapan mı ararsın, benim sevgilim var deyip cinsel dürtülerini sözlükte bastıran mı ararsın, 2 kelimelik cümle ile entry girip başkalarına bok gibi yazar diye itham eden mi ararsın... kültürsüzlük had safhaya çıkmışken kim nerden bilecek Barenboim'u?
Barenboim 70ini geçti artık, tepesinde saç kalmadı... Esas olarak israil'de oturuyor, dünyanın dört bir yanında verdiği konserleri, Paris'te, Berlin'de, Chicago'da bulunduğu dönemleri saymazsak.
çok genç yaşında ölen o kızın, viyolonselci Jacqueline du Pre'nin kocası...
ister sağcı ister solcu, gelip geçen bütün israil hükümetlerinin sergilemiş oldukları gaddarlığa da çok kızıyor. Benim kahramanlarımdan biri, Varşova Gettosu ayaklanmasının (1943) unutulmaz önderlerinden, savaştan sonra israil'e yerleşen ve bir "canlı efsane" olan yiğitler yiğidi Marek Edelman gibi. O da muhalif bir aydındır. ("Biz, faşistlerle, sonradan biz de faşistlik etmek için mi dövüştük?" diyen Edelman... faşistliğin tarihini bilmeden faşistlik yapan dangalaklara gelsin)
Fakat Fazıl Sayın daha önce düşündüğü gibi ülkesini terk etmeyi düşünmedi Barenboim.
Başka bir şey yaptı..
bundan uzun zaman önce Filistin vatandaşlığına geçti!
Çünkü kendini "ötekinin" yerine koyup onun çektiği acıları da anlamayı biliyor.
"Batı-Doğu Divan Orkestrası" adında bir topluluk kurdu, özellikle Yahudi ve Arap sanatçılardan oluşturdu bunu. Ünlü Edward Said'in adına kurulan vakıftan da destek alıyor. Yanlış hatırlamıyorsam bizim buraya da gelmişlerdi.
Yahudi soydaşlarına Wagner dinletti. israil'de hiç çalınmaz, ünlü Yahudi düşmanı Wagner... Üç bin Yahudi dinleyiciden yalnızca yüz kişi salonu terk etti!
Önümüzdeki 14 Mayıs günü, israil devletinin kuruluşunun tam altmışıncı yıldönümünde bir konser vermeye hazırlanıyor. Adını "Bağımsızlık-El Nakba" koymuş.
El Nakba, Arapça "felaket" demek. Öyle ya, israil için kurtuluş günü, Filistinli Arap için de felaket günü... "Ortadan" bakıyor olaya.
işte böyle bir aydın, böyle bir sanatçı, böyle bir insan Barenboim.
Meselenin savaşla çözüleceğine inanmıyor, iki tarafın da önce birbirini tanıması, birbirini anlaması ve "ötekinin" çektiği çileyi bilmesi gerektiğini söylüyor.
Yahudi Filistinli'yi "insan" yerine koyacak, Arap da Yahudi'yi "yok etmeyi" düşünmeyecek... iki çileli halk, el ele verecek. Başka çıkış yolu yok. O toprakların, iki halkın da "ortak" toprakları olduğunu söylüyor.
Fakat, tuhaftır, Mossad ya da cia onu kara listeye almadı... israil basını da orduya yağ çekmek için onu karalamadı.
Kızsalar da, saygı gösteriyorlar.
Acaba Türkiye'de yankı bulması için pipisini kestirmesi mi gerekirdi?