eylül 1479da osmanlı başkentine gelerek fatih sultan mehmedin portresini yapan, ismini babasının çok değer verdiği süsleme ustasından alan, venedikli ekol sayılan ressam bir ailenin çocuğu, bir osmanlı padişahının portresini yapan ilk resamdır. fatihin venedikle süren 16 yıllık mücadelesinden sonra fatih venedikten insan sureti çizme konusunda mahir bir ressamı istanbula ister. venedik senatosu da bunun için en uygun kişinin bellini olduğunu düşünür ve bellini istanbula doğru yola çıkar. aslında fatihin bu isteği ilk değildir. belliniden yaklaşık 20 yıl kadar önce veronadan matteo di pasti istanbula çağırılır ancak di pastinin bindiği gemi venedikliler tarafından ele geçirildiğinden istanbula hiç ulaşamaz. fatih, belliniden kendi portresinden önce maharetini sınamak için venediğin manzarasını çizmesini ister, sonrasında da bazı saray görevlilerinin resimlerini, saray içinde pek çok süsleme yaptırır, en sonunda da belliniye kendi otoportresini çizip çizemeyeceğini sorar ve bellininin kendi otoportresini gördükten sonra ressama senin fırçanda sihir var diye iltifat eder. bellininin fatih tablosunun en önemli yanı sadece bir portre değil aynı zamanda bir belge olmasıdır. oldukça gerçekçi çizilen portrede fatihin hastalıktan dolayı gözleri cansız, yüzü solgundur ama tablo aynı zamanda padişahın gücünü de yansıtır. tablo içinde bulunan üç taç fatihin son verdiği üç büyük devleti yani bizansı, trabzon rum imparatorluğunu ve karamanoğulları beyliğini simgeler. fatih tabloyu beğenir, belliniye şahane bir gerdanlık hediye ederek ülkesine gönderir. bellini de ülkesinde doçların portrelerini yapmaya kaldığı yerden devam eder.
