100 ve 200 liraları cebimde taşıyamıyorum. insanı nakit taşımaktan soğutan bir durum bu. sanırsın ki millet bu parayı çerçeveletip duvara asıcak. işim gereği parayı nakit olarak cebinde bulundurmak zorunda kalan insanım. hiç de sevmem üstümde para taşımayı ama işletmeciyiz, toptancılarla, vergi daireleriyle, esnaf kefalet olsun, avukatlar, muhasebeci olsun, bir dünya insanla para alış verişi yapmam gerekiyor. hani diyorum keşke imkanım olsa da dolar veya avro'yla yapsam ödemelerimi. eloğlu yapmış. bugün dolara bakınca insan imreniyor, adamlar ergonomik para yapmışlar, insan eline uygun, bir deste doları at cebine gez. hiç ağırlık yapmaz.
dahası işin tersliğine bakın ki, beş lira gibi on lira gibi piyasada pek kullanılmayan paraları da küçük yapmışlar. bu parayı kim tasarlamışsa yani nasıl anlatayım ben? bunları anlamak hakikaten imkansız. hadi kimliği küçültmek için kenarlarını kestik, paranın da mı kenarlarını keselim? hangi birini keselim? işi gücü bırakıp da para mı keselim? ayıp vallahi ayıp.