çoğunluğun diktatörü olmaya mahkum olan sistemdir. zamanla da diktatörlüğe dönüşecektir. özellikle seçim barajı denen şey de buna fırsat aralayacaktır.
zaten ülkede %48 oy alan bir parti bu seçmen kitlesini kaybetmek pahasına neden azınlıklara tölerans tanısın ki? sonuçta iktidar belli bir seçmene göre oynayacak ve o seçmen de kendi seçmeni olacak. hal böyle olunca o bir nevi o seçmenin isteklerini yerine getirmek için başa geçmiş insan olacak. seçim barajının yüksekliği de belli partiler içinde olan kişilerin hiç temsilci çıkartamayacağını gösterecek ve halk tabanında %30 temsil eden biri mecliste %50 temsil ediyormuş gibi etkin güç oynayacak. bu yüzden seçim barajı dene bu illet resmen demokrasinin diktatörlüğe dönüşmesi için uydurulmuş kılıftır. ayrıca barajın yükseliği belli kişileri oyunu boşa gitmesin diye diğer partilere vermesi bu var olan partilerin sırf oy gelsin diye barajı kaldırmamasına neden olacaktır. nitekim ülkemizde olan da budur.
ayrıca iktidar denen belli bir kesimin adamı devletin tüm kurumlarını ele geçirdiği için belli bir süre de olsa bunları kendi seçmeni için kullanacak ve oy deposu olarak gördüğü halkı kendine daha da taraftar yapacaktır.
mesela medyayı, gazeteyi, tiyatroları ele geçirecek. iş adamlarını da ele geçirecek, onlara paralar kazandıracak ve onlar da ona yardım edecektir.
hal böyle olunca belli maddi kaynak, medya aracıyla belli propaganda sağlanacak ve oy deposu olan kendi seçmeni yapmak için her türlü propagandayı meşru sayacaktır.
halk da buna karşılık verecektir çünkü onun varlığı ona oy vereni destekleyici hareketler yapacaktır. yani %50 lilik bir gücü varsa bu kişinin o %50 nin haklarını gözetmesi yeterli olacaktır çünkü zaten o adamı başta tutan oy deposu bu olacaktır.
tüm bunların ışığında azınlıklar hiçbir zaman dikkate alınmayacak ve çoğunluğun altında ezilecektir çünkü belli bir oysal yeterlilik veya doygunluk artık azınlığa zaten ihtiyaç olmadığını gösterecektir. ayrıca azınlığa hak vermek kendi esas seçmenini kaybettirebileceği için azınlığa hak da vermeyecektir.
yani demokrasinin diktatörlüğe dönüşmemesi için hiçbir yol olmadığı gibi zaten monarşi veya oligarşiden farkı belli bir halk zümresinin elinde olmasıdır. kral değil de %50, veya belli bir aile değil de %50.
