canseverin ölümü karşsında arkadaşı cemal süreya yüksek sesle ağladığını yazıyor günlüklerinde. uzun süre canseveri anlatmak istediğinden ve günlerce bir şey yazamadığından bahsediyor."yazmak bir tat, bir tutku olmaktan çıktı benim için. bilmem yetişmek için mi kaçmak için mi? edip'in ölümü gerçekten sarstı beni" diyor. sonra yazmaya başladığında ise şöyle bir anlatısı var cansever için (ben pek sevmiştim, pek naif bir tanım):
" bir sobanın borusu eğik duruyorsa, onu severdi; kendisininde öyle bir sobası olmadığı (olamayacağı) için hayıflanırdı.
camsever!" (bkz: 999. gün) (bkz: üstü kalsın) (bkz: cemal süreya)
ve tabii ki, acısını katlandıran arkadaşın ölmesi...