Bir yandan neşeli; mizah ve gönderme dolu, bir yandan da aşırı hüzünlü bir eser. Hem müzikle hem edebiyatla uğraşıp Dolu dolu bir hayat sürdükten sonra çocukluğundan beri kendisini rahatsız eden hastalıktan dolayı henüz 39 yaşında hayatını kaybeden boris vian'ın iki günde yazdığı bu esere melankolik neşesi aynen yansımış diyebiliriz.
Önsözde chloe'nin öleceğini okuduktan sonra, her şey çok güzel başlamış ve devam ederken, düğünün yapılmasından başlayarak ikisi birbirine doyamadan chloe'nin yavaş yavaş eriyişini görmek ayrıca üzer. Bu iki güzel insanın yanısıra alise'nin ve chick'in başına gelenler de üzdü. Chloe'nin sağlığı kötüleştikçe ve colin fakirleştikçe evin ve odaların küçülmesi de çok yaratıcı ve hoş bir detay.
Özellikle bulantı denen ergen bunalımından ibaret kitapla ilgilendiğim şu dönemde boris vian'ın s*rtre denen boş reise gömmesi de çok hoş olmuş. Geleceği yadsıyan, yaşamı küçümseyen bu adama ne söylense azdır zira.
Ek olarak Vian, kullandığı garip sözcüklerle (yürek sökücüsü, yok edici, polis hakimlerinin hakimi, dublözon, piyanokteyl) sevimli bir hayal dünyası yaratmış, içinde olmak melankolik olmakla birlikte keyifliydi de. Önsöz de güzeldi.