geçmişte türkiye de sabah, akşam, stv de çalışmış bir gazetecidir. an itibari ile kendisinin iddaası sonucu; bir emniyet görevlisi tarafından yurt dışına çıkmaya zorlanmış ve şu an da kanada da yaşamaktadır.* 32. gün programında kanada dan bağlanıp çeşitli iddaalarda bulmuş, hatta mehmet ali birand'ı bile şoke eden bir iddaa ile kendimi bir an için kurtlar vadisinde zannetmeme neden olmuştur. mehmet ali birand için "avrupa da ki bir ülke tarafından korunduğunuz elimdeki belgelerde mevcuttur. bu belgeleri ben yazmadım bana gönderildi" diyerekten mehmet ali birand'ı şoke etmiştir. ayrıca; elinde olan başka bir belgede 20 adet gazetecinin başka devletler tarafından gazeteci yapıldığını * yazan belgeye sahip olduğu dile getirilmiştir. bahsi geçen listeden sadece bir isim ağızdan kaçırılarak bir konuk tarafından söylenmiştir. o da vatan gazetesi yazarlarından can ataklı için "sizin içinde mossad adına çalıştığınız yazıyor." şeklinde bir iddaa ortaya atılmıştır. bu noktada can ataklı dona kalmış bulundu.** bu noktada sonra mehmet ali birand hemen araya girerek "iddaaya konu olan listeyi okumayalım." demiştir. brandın bu haretinin amacı mühtemelen; kanıtı olmayan bir belgenin başka gazetecilerin başını ağrıtacağını spekülasyonlara yol açacağını düşünmesinden ileri gelmektedir. bizler bu ülkenin evlatları olarak bu ülkede ne oyunlar dönüyor, neler oluyor bilmiyoruz. tek bildiklerimiz basın tarafından bize aksettirilenler. son dönemde ise basında gruplaşmalar gözlenmektedir. özellikle bu kapatma davası ve ergenekon olaylarından sonra gruplar taraflarını iyice belli etmiştir. bu gün ki 32.gün programında tuncay güney tarafından gazeteciler hakkında edilen iddaalar sonucunda ise artık basınımız bile kimden yana? kime çalışıyor? kimin tarafında şeklinde düşünmeden edemiyoruz. basın özgürlüğünü denen bir şey var hani. televizyonlarda çok sık duyarız. bu gün ki iddalardan sonra peki ya gerçektende basın özgür değilse? *
