anlaşılmamış, muğlakta kalan konuları açıklamaya çalışmakta yarar olduğunu düşünüyorum. aslında ortada muğlak kalan bir durumun sözkonusu olduğunu sanmıyorum ama düşünebilme yetisini üstümüze aldığımızdan ötürü geri kalan arkadaşların eksiklikliklerini tekrar yüzlerine vurmamak için bir kibarlık yapayım dedim*.
neyse..
bu operasyonu gözünde oldukça çok büyüten, dezenformasyon çalışmalarını görmezlikten gelen iki kesim var.
80 darbesinden çektiği acıların intikamını almak için yanıp tutuşan sosyalist kılıç artıkları ve onların nefret hikayeleri ile pişmiş yeni nesil öğrencileri..
28 şubat sürecininde sonunda olduğu gibi iktidarı kaybetmemek ve muhaliflerini susturmak için her yolu denemeyi göze alan dinci tarikatçi kesim..
bunların ikisinin de ortak noktasi
atatürk ve türkiye cumhuriyeti'nin üzerine kurulduğu ilkeler ile sorunlu olmaları..
birisinin dini , diğerinin ideolojik bağnazlıktan beslenmeleri..
düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesine uygun olarak atatürkçü ve cumhuriyetçi kesime karşı ittifak içinde bulunmaları..
bu nedenle kurunun yanında yaşın yanması, birkaç suçlunın ceza alması uğruna tek suçları kendilerin gibi düşünmemek olan onlarca kişinin de haksız yere cezaevine girmesinden hiç bir şekilde rahatsızlık duymuyorlar. olay veli küçük'ün ergenekon nedeniyle gözaltına alınması değil, bundan istifade ederek ergenekonla ilişkisi olamayak, tek göze batan yanı akp'ye muhalefet etmek olan sanatçı, yazar, aydın kim varsa bu çeteye yamanmak istenmesinde. çünkü sorunları demokrasi, darbelere karşı olmak değil, bunu kullanarak türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini savunanları kendileri ile aynı görüşe sahip olmadıkları için düşman belledikleri insanları ergenekon iddiasını bahane ederek susturmak.
demokrasi, adalet, halk iktidadarı gibi populizm kokam sloganları ağızlarında gevelemeleri savunduklarının aksine ayrıca komik oluyor. zira koyun ağzı sadece geviş getirmeye yarar konuşmaya değil.
işte bu da sizi düşünen insanlardan ayıran diğer bir eksikliğiniz..