insan doğası gereği sürekli gelecek adına kaygı taşır. Hedefler belirler, hayaller ile bilincini süsler.
Bu hayallere ulaşmak haz verir, mutluluk hissettirir.
Fakat, kurulan hayallere ulaşınca da doygunluk noktasına ulaşır ve tekrardan başa sarar.
Örneğin, güzel bir araba fikri çoğu gence muhteşem gelir. Onun hayali ile yatıp, kalkar. Bir gün elde edeceğini düşünür.
Elde edince de fikri direkt olarak güzel bir arabaya sahip olmaktan, bir arabaya sahip olmaya indirgenir. Hedefi ile işi bitmistir ve o mutluluk seviyesini geçmiştir. Artık bundan mutluluk duymaz. Geçmiştedir. Gelecek için yeni kaygılar ve hedefler birikmiştir.
Dinler de bu mantığa dayanır. Misal olarak cennet, gelecekteki büyük mutluluk kapısıdır. Tamamı ile insan doğasına uygun bir şekilde tasarlanmış bir fikirdir.
Bu kadar yazıdan sonra Nasıl Mutlu olunur kısmına gelecek olursak;
Kimse, Her şeye sahip değildir. Mutluluğun yolu bunu özümsemekten geçmektedir. Sürekli mutluluk diye bir şey yoktur ve hiçbir zaman da uzun sürecek bir mutluluk olmayacaktır.
Bunu anlamak, Mutlu olunmayan vakitlerin daha iyi geçmesini sağlayabilir.