2.
-
başlığın açılma amacını bilmeme rağmen bir iki kelam etmek istediğim konudur.
türkiye'de solcular;
eylem insanlarıdır.
genel olarak muhaliftirler.
insan haklarına dayalı, demokratik, laik bir düzen isterler.
kendi içlerinde bile çatışmalar yaşayabilir ve etrafa 'geçimsiz' izlenimi verebilirler.
atatürk ve atatürk ilkeleri vazgeçilmezleridir.
aşırıya kaçanları marjinalleşebilir ve terörize olmaya meyillenebilir.
haklarını savunma konusunda titizdirler.
davaları her ne ise işi yobazlığa vardırabilirler.
bazen eleştiri sınırlarını aşıp hakarete varan değerlendirmelerde bulunabilirlerken, kendilerine yapılan eleştirilere ise bazen tahammülleri yoktur.
toplumu anladıklarını iddia ederler ancak topluma nedense entegre olamazlar, buna da 'farklılık' derler.
iktidara geldikleri dönemde yapılan yanlışların, dönemin şartları içerisinde değerlendirilmesini isterler ve beklerler.
darbelere şiddetle karşı çıkarlar, darbe dönemlerinde en çok kendilerinin ezildiklerini iddia ederler.
ülkücülere faşist, dindarlara yobaz, muhafazakarlara islamcı, kendilerine de modern derler.
toplumun büyük kesimi onları 'dinsizlikle' yaftalamıştır.
zamanında yaptıkları bazı uyarılar doğru çıkınca, bunu kullanma konusunda beceriksiz olabilirler.
sinema, müzik, tiyatro, bale, opera, resim ve heykel konularında kendilerini yetkin görürler.
mizah ve edebi metinler konusunda tecrübelidirler.
bazen; ağaçlar konusunda gösterdikleri hassasiyeti, açlıktan ölmüş bir bebeğe gösteremeyebilirler.
şimdi gelelim sadede:
solcular da belli başlı konularda aynen sağcılar gibi 'dik kafalı, yobaz ve tahammülsüz' olabilirler.
fakat bu onların gereksiz ya da faydasız oldukları anlamına gelmez.
bu ülkede kazanılmış hakların bir çoğu onlar sayesindedir.
az çabayla ve biraz anlayışla; solcularla sağcılar pekala geçinebilir. tabi bunu istiyorlarsa.