Bir kere gözünde buz kırıklarıyla hoşça kal dedim ederine
Kimim ben? Burası ne? Ağlamanın bedeli ne?
Benzediğinde yanan bir mendil yanan dinamite
işte öyle dişimi sıkıp gömüldüm kederime
Mezemiz masada az mezgitimiz eksik
Şarkılar ve rakı var kokun kadar keskin
Dinlediğimiz hiçbir şarkı etmedi teskin bizi
Kin duvarda asılı kin or'da eğik resmin
Gidişin akşam oldu pazar kapanışı gibi
Sokaklar angarya ve çerçöp çadır ipi
Odanın içine radyodan sızan hayaletim
Çıkardık pillerini unutmayı hayal edip
Bir alçak bunu diyebilir ancak inanmam
Bir alçak buna gülebilir ancak
Biraz da kayboldum
Yoruldum ama kaçmadım
Savaş yanlısı saçlarından.