Herşey düşüncede başlar. Çocukluktan itibaren hayatın normal akşına aykırı duygusal ve davranışsal tepkimelerin sonucu oluşan tepkisel durumdur. Birey onlarca yıl içerisinde çok küçük adımlarla beynine işlediği duyguların artık inanca dönüşmesi ile kendi varlığına zıt bir cinsel tercih dürtüsüne adanmıştır. Bu onun bir niteliği haline geldiğinden bu durumu normal kabul edip, değiştirilemez olarak algıladığından öğrenilmiş çaresizlik sendorumu içerisine düşmüştür.
Bireyin varoluşuna aykırı olan bu durum artık kişi için kanıksanmış ve çevreden edindiği yanlış bilgi ve inanışlar ile bu durumu değiştirilemez kabul etmesi ile bataklığın içine saplanmıştır. Aşırı kilolu bir insanı bile zayıflayabileceğine inandırmadığınız sürece kilo verdiremezsiniz.. Sigara gibi bir bağımlılığı bile insan kendisi istemedikçe bırakamaz. Eşcinsellikte böyledir.
Birey çevre baskısından korktuğu yada tam tersine çevrede bu durum normal ve olağan karşılandığı için böyle bir mücadeleye girmez. Durumu kabullenir ve daha da ötesinde bunun normal bir durum olduğu inancını geliştirir. Duyguları artık ksein inanç boyutuna çıktığı için hayatını bu şekilde sürdürmeye devam eder.
insanlar (tüm insanlık) binlerce yıl dünyanın düz olduğuna inandı. Yüzlerce yıl Güneşin Dönüp, DÜyanın sabit olduğuna inandı. Günümüzde insanların tamamı ATOM a inanmakta. insanlığın büyük kısmı hiç görmedikleri Meleklere ve Şeytanlara inanmakta.
Eşcinsellik tamamen yerleşmiş ve inanç boyutuna çıkmış duygu durum bozukluğudur.Ve onlarca yıl içerisinde geliştirildiğinden bireyin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Birey bunu değiştirebileceğine inanırsa ve içinde bulunduğu durumun normal olmadığını kabul ederse ve zor da olsa bu mücadeleye girer ve yeterince direnirse zaman içerisinde bunun değişebileceğine şahit olacaktır. Önce buna inanmak ve sonra bu yolda yürümeye devam etmek ve her türlü dış yardıma açık olmakla bu süreç tersine döndürülebilir.
