avrupa kupası ve lig şampiyonluğu kazandıran kadronun tek adam akıllı süre alan türk oyuncusuydu sinan güler. ben beşiktaş'tan efes'e gidişini de mantıklı bulmuştum o zamanlar. ama o zaman gençti ve kariyeri yükseliş trendine giriyordu. haliyle basketbolda vizyonu olmayan beşiktaş'tan ayrılması normal karşılanabilir. aslında şimdi de birşey diyemiyorum. çünkü kariyerinin son dönemlerinde böyle güzel bir kontrat almak herkese nasip olmuyor. paranın yanında vizyon olarak da ülkenin en iyi organizasyonuna gidiyorsun. bu çaptaki sporcular benim gibi sizin gibi fakirlerin düşüncelerini taşımıyorlar. adam 1.7 milyon dolar veya euro kazanacak 2 yılda. bildiğim kadarıyla kapalı kontratı olacak. neden gitmesin ? bugün çalıştığınız kurumdan çok daha iyi imkanları olan bir başka kuruma hem de çok iyi ücretlere siz olsanız gitmez misiniz ?
kendi hayatımdan örnek vereyim. 2 yıl önce bir tane direktör geldi başımıza. tanışma toplantısı yapıyoruz. adam ülkenin önemli kuruluşlarında çalışmış vizyonu olan sırf götlüğüne macarca öğrenen biri. şunu demişti hiç unutmam şirket veya kurum bağlılığınız başka firmadan teklif edilen uçuk paraya kadardır. birbirimizi kandırmayalım. hepimiz daha iyi şartlarda daha fazla para kazanmak idealini taşıyoruz demişti. sinan'ın olayı da bu. 34 yaşındasın vizyonu düşük bir organizasyonda paraların sürekli geç ödendiği takımın yarısından çoğunun ayrıldığı bir takımdan genel menajeri nba'de çalışmış koçu avrupa'nın en iyisi daha bir kaç gün önce 3 senelik devasa sponsor anlaşması yapmış avrupa'da kupa kazanma hedefi olan bir takımdan çok iyi bir kontrat teklifi alıyorsunuz. koşarak gidersiniz. efes bile fenerin verdiği paraya yaklaşamadı. o yuzden bu olaya empati yaparak bakmak en iyisi. ben bir beşiktaşlı olarak abisini de kardeşini de pek sevmem ama hayat çok da adil değil bazı konularda.