babayla vakit gecirmek

entry7 galeri
    1.
  1. başlarken net olarak söyleyebilirim ki kıymeti ya iş işten geçtikten sonra anlanan ya da çok geç farkına varılan bir duygudur. hatta duygudan da öte, evladı evlat, babayı baba yapan en değerli kavramdır.

    bir şeylerin arkasına saklanmayı marifet sananların uydurma bir kuşak farkı teorisiyle büyüdü 90'ların çocukları. neymiş arada 20 ila 30 yaş olunca iletişim eksikliği oluyormuş, biz bilgisayarın efendileri onlar radyonun sultanlarıymış. şimdilerde ise gülüyorum, nasıl doğru olabileceğine ihtimal vermişim zamanında idrak edemiyorum, nasıl benim iyiliğimi istedi diye ona basitçe ve bir o kadar adice "ya, sen bunlardan ne anlarsınki, farklıyız biz" dediğime. çocukluk işte... yumurta dayanınca kapıya mumla arayacağımı bilseydim mahalledeki çocuklarla dokuz aylık oynayıp hamile kalacağıma, tasolarımın hepsini üttüreceğime ah diyorum, vuruyorum kafamı duvarlara. ha, geç mi, geç kalınmış mı, allah bilir...

    oysa ne hayalleri vardı kim bilir yorgun argın biten her haftanın sonunda evladıyla bakın eşini bir kenara bıraktım sadece evlatlarıyla bir şeyler yapabilmek belkide o hafta işlerindeki tüm çıkan aksaklıkların üstünü örtebilecek tek yorgan idi. hadi o zaman ufaktık, fırlamalık mevsiminde savrulan bir yapraktık. ya ergenleşince ? o zaman akıllandık mı? lanet olsun yine hayır. bu seferde sinemaya gidip ilk aşkının elini nasıl tutabilirim diye yollu düşünceler sardı beyinlerimizin içine. ama o zaman daha anlayışlıydı babam. hani sünnette olmuşuz ya. erkek adamın erkek oğlu olur hesabı. yine ses çıkarmıyordu. ama ya içindekiler. ya içinden geçirdikleri ? işte onu anlıyorum simdilerde. ben hep hatalarımı 20li yaşlarda yaptım sanırdım. asıl hatalarımı çocukluğuma inince gördüm. takılmışız lanet olası kuşak kavramı, baba anlamaz, arkadaş iyidir ayağına. şimdi bakıyorum da, facebook olmasa acaba kaç tanesinin sesini duymayı bırakın resmini görebilirdik. ha baba ? o hala yanımda, hatta içeride beni bekliyor. hergele mars olmak istiyormuş, alıcam ifadesini. neyse dağıtmayalım konuyu. heh ne diyorduk. babayla vakit geçirmek. evet. şöyle bir düşünün ki mastercardınızın bile alamayacağı tek sevgiyi. sizi gönülden sevebilen hiçbir amacı olmadan. (bu arada türkiye'de ekonomik problemler yüzünden her yıl kaç çift boşanıyor biliyor musunuz?) işte öyle bir varlıkla vakit geçirmektir. kaç yaşında olursan ol hiç ama hiç farketmez ki. hala onun prensi, hala onun prensesindir. seninle bir dakika geçirmek ya da onunla bir dakika geçirmek değer biçilemeyendir. niye mi? çünkü hayatındaki tüm terini sizin için döken bir insan düşünün. gerisinide boşverin...
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük