genç türk kuşaklarını bir sınava mahkum eden düzeneğin sonucunda, ders konularının hayata bağlı öğretilerini değil, test sorusu çözme mantığının üzerine giden bir kuşağın oluşmasının ardından, hayatla eşleştirilemez bu mantığın zaman ilerledikçe tutarsızlığının görülmeye başlanmasıdır.
evet; son derece salak, daha kötü okullarda okumuş veya okulu da okumamış, daha yeteneksiz, daha bilgisiz ve hatta daha tecrübesiz adamları gelip tepenize dikiyorlar bu hayatta.
evet, tonlarca fuzuli bilgi edinip, bu bilgileri unutmadan hayata başlangıç yapamıyorsunuz.
evet; tamircinin yanına verilmek yerine adam olsun diye okutulan sizler, yine herhangi bir iş kolunda usta* birinin altına çırak verilip iş yapmayı öğrenmek üzere kariyerinize başlangıç yapıyorsunuz. üstelik mesleğiniz konusunda yıllar geçse de kararsızlığınız devam ederken.
tabii, bu yorumları yazan kişi de okulu bırakma kahramanlıklarına girmeden 20 yıllık öğrencilik hayatı sonunda doktoraya başlayıp başlamama kararı vermeye çalışmaktadır. meslek edinmenin temel olduğu hayatta fark etmiştir ki, ona biçilen meslek öğrenciliktir. ne yazık ki karın doyurmayan tek meslek de budur. bence tabii...