Bizim fakültede vardı bir tane, adı gizem.
Benim eküriyle birlikte 2 yıllığı bitirip ege'ye dikey geçiş yapmıştık. 2. Sınıftan başlattılar bizi, intibak kalkmıştı o zaman. Başka bir dikey geçişli arkadaş daha bulmuştuk, 3 kişi takılıyorduk.
Bir gün amfide dersteyiz, içeride yüzlerce insan var. Ben başımı sıraya yaslamışım, bizimkiler de yanımda oturup muhabbet yapıyor. Baktım bunlar oha falan ses çıkarıyor, kafayı bi kaldırdım... içeriye çok güzel bir kız girmiş, merdivenleri çıkıyor. Böyle müthiş bir elbise, saçlar salınmış, boy uzun... bizimkiler hemen 'Fransız asaleti var lan kızda' falan yapıyorlar. Yüzü falan bebek gibi anlayacağınız. 'Güzel kızmış lan' dedim bizimkilere... bizimkiler de 'bu kız bize bakmaz Birol, siktir et' dediler. Dedim olm bok yemişsiniz siz...
2 gün sonra başka bir derste buna yakın oturdum. Hocanın da sınav yapacağı tuttu amk. Neyse kalemim vardı ama yine de kızdan kalem istedim, sağolsun verdi. Sınavı 5 dakikada bitirdim ama çıkmıyorum, amacım kızla denk gelmek. Bekle Allah bekle derken kız kalktı, kağıdı verip çıktı. Arkasından yazıldım tabi. Verdim kağıdı çıktım, koridorda seslendim. Kalemi verdim, teşekkür ettim. Aşağıda bi çay içelim, o Da benim iyiliğim olsun dedim. indik, belki 2 saat boyunca çay, kahve muhabbet... ama çok efendi, çok mütevazi kızdı lan.
Velhasıl kızla arkadaş oldum. O kadar mütevaziydi ki; yürümedim yani. Ne bileyim öylesi güzel bir kız herkesi eleştirmeli, kimseye yüz vermemeli yani. Sonuçta Türkiye'de yüzüne sıçılmayacak kadar az bi tipi olan her Kezban prenses gibi geziyor amk.
Hala arkadaşız o kızla, arada hal hatır sorarız. Şans ondan yana olsun.
