birden korkutucu gelsede aslında o kadar da korkutucu olmayan durumdur. Bir gün nöbete kalırsınız işyerinde sözlük okurken çay içesiniz gelir gidip mutfaga alırsınız çayı bu sırada diğer yan ofiste çalışmakta olan müdür görür:
- insan bi kahvede bize getirir
- kahve değilki bu çay (pis bir sırıtışla)
- mutfakta nescafe olması lazım (meali: çok konuşmada kahve getir)
- çaycılıkta yapıyorsam ek ücret isterim (şaka olduğunu belli ederek tabi) kaç şekerli olsun.
- küçük bardağa iki tane.
mutfağa doğru yol alınır, bardak bulunur, kahve bulunur. Süttozu nerdeki? çekmeceler dolaplar karıştırılır. çekmecede süttozu kavanozu bulunur.
- niye bunları ayrı ayrı koyarlar hiç anlamam
bardaga dökülüp kahve hazırlanır ve müdüre götürülür.
- saol nicome sen yaptın heralde bu işi daha önce güzele benziyor.(espri yaptığını zanneden patron modeliyle)
- içmeden karar vermeyin derim ben. (ukalalık yapan personel) afiyet olsun.
ofise dönülüp çalışmaya başlanır taa ki müdür gelene kadar
- tuzmu koydun sen bu kahveye
- ne tuzu?
- bi tat istersen tuzlu bu kahve
- alla alla birilerinin size kastı var heralde. (haala utanmadan ukalalık yapan personel)
şirkette de ikimizden başka kimse yokken kimin üstüne atmaya çalışıyorsam artık direk alınmıyorum olayı.
mutfağa gidilir çekmecedeki süttozu kavanozu bulunur evet o kavonuzun içindeki tuzdur.