bir abazanın sosyalleşme evresi

entry1 galeri
    1.
  1. - sana senden hoşlandığını söylerse ne yaparsın?
    + hemen mahrem yerlerinden öperim.
    - kestiiiik!

    ***

    21 yaşında, bol otuzbirli yaşantısıyla yer altından gelen bir yabani gibiydi Hayati. Her zaman yanında bir hatun olmasını isteyen, fakat bunu beceremeyen bir yapısı vardı. Gönlünü sorsan çok temiz, ama taktik bilgisi yok. Herif Fatih terim gibi. Bambambam... bambam demişken, taş devrindeki bambam zihniyeti de yok değil:

    - bir kızı başka bir erkeğin elinden nasıl alırsın?
    + yumruğu vurduğum gibi amınagorum.
    - Kestiiik!

    Hayati 21 yaşına kadar Konya'da büyüdüğü mahalleden çıkmamış, üniversiteye girene kadar yıllarca ona vaadedilen "kızlar teklif ediyormuş oğlum üniversitede!" Kandırmacasını gerçekleştirmeye gelmişti bölüme. Bilgisayar bölümüne girip de mail göndermeyi bilmemesi onu ilk tanıdığım zamanlarda saf ya da salak olduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Velhasıl biraz zaman geçip kaynaştıktan sonra fark ettim ki hayati hem saf, hem de salaktı. Yine de bir şekilde eğitildiği takdirde, en azından bir deneme hakkı oluşacaktı.

    - bana yengenin arkadaşlarından birini ayarla. bak benim kalbim temiz, beddua ederim, ayrılırsınız.

    Bu cümleyi kurdu vakt-i zamanında. Her yol mübahtı onun için, yeter ki yanında nefes alan bir karşı cins olsun.

    Ona bir kız ayarlamaya karar verdik. Ama yontulmalıydı, hem de elektrikli testere ile. Konya'nın yerlisi olduğundan, okuldan direk evine gidiyordu hayati. Bir gün bizde kal dediğimizde:

    "Babam kızar. Hem boşa dememişler; oğlun olursa il evinde yatırma, kızın olursa dizinin dibinden ayırma." Şeklinde bir aforizma ile bize yanıt vermişti. Sınav bahanesiyle de olsa, hayatiyi ilk defa evinin dışında bir yatakta uyuttuk o gece. Çok sevdi, çok farklı geldi ona.

    Okul içerisinde, yavaş yavaş hayatiyi kızlarla oturtmaya, sohbet etmese dahi aktif arkadaşların ne tarz konulardan bahsettiğini, nasıl bir yaklaşım sergilediğini dinlemenin; onun açısından faydalı olacağına karar verdim. Ama masada bir ayı oturması, normal karşılanmayan bir şeymiş. O gün öğrenmiş oldum. Bizimki kızlardan bir tanesine gözleri mayışmış halde kitlenince, kızın "benim işim var." Diye masadan kalkmasına sebep olmuştu. Ertesi akşam eve geldiğimizde, hayatinin umudunu iyice kaybetmesi içimizi burkmuştu. Bir yolu olmalıydı. Evin muzip, piç karakteri ortaya çıktı o anda. Alp...

    "Bizim sınıftaki Selin, hayati için yaratılmış. Çözelim bu işi!"

    Selin estetik açıdan güzel bir kız değildi. Ayrıca Alp'in anlattığı kadarı ile de en az hayati kadar yalnızdı. Evet, hayati ile Selin'i buluşturmalıydık. Hemen kız organize edildi, ertesi gün hayati ile buluşmak üzere. Kız kayserili ve Alp'in sınıftan arkadaşı. Hayati ile hemen bir deneme gerçekleştirdik. Geçtim karşısına;

    - başla, ben selinmişim gibi düşün.
    + merhaba Selin hanım ben hayati.
    - kestiiiiiiik! Çok resmi.

    + merhaba Selin, ben hayati.
    - merhaba hayati, memnun oldum.
    + Kayseriliymişsiniz galiba, babam cimri olduğunuzu söyler hep.
    - Kestiiiik!

    Kızın hakkında araştırma yapıp gitmiş izlenimi verme ulan!
    Hem Kıza cimri demek de neyin nesi?!

    + merhaba Selin.
    - merhaba.
    + ben hayati.
    - memnun oldum.
    + nerelisin?
    - kayseri, sen?
    + konyalıyım. Pastırma sever misin?
    - senin amınakoyayım.
    + neden Selin hanım bir şey mi yaptım?
    - kestik ulan kestik!

    Hayati'den bir sikim olmayacağını anlayıp, çözümü selinin yalnızlığını bastıracak tek adayın da hayati olduğunu düşünerek doğaçlama buluşma olmasına karar verdik. Ufak Bir detay ciddi bir şans olabilirdi bizimki için, çikolata almak. Al çikolatayı, otur karşısına ve içinden ne geliyorsa söyle.

    ***

    Ertesi gün okulun kantinine gittik. Selin ve hayatiyi uzak bir masadan izlemeye başladık. Verdi bizim oğlan çikolatayı, kız gülümsedi. Kısa sürmesini beklediğimiz sohbet, yirmi dakikayı geçti ve sürekli gülüşmeler dahilinde devam etti. Daha sonra masadan birlikte kalktılar ve bahçeye çıktılar. Peşlerinden gitmedik. O günün akşamı öğrendik ki, sevgili olmuş bunlar. Hayatinin içgüdüsü bizim saçmasalak, iğrenç kız düşürme taktiklerimizden üstün gelmişti anlaşılan.

    ***

    Geçen hafta aradı hayati, aradan koskocaman 4 sene geçmiş. Aynı bizim oğlan, konuşma, ses tonu, saflık belirtisi, her şey aynı. "Sağolun." Dedi. "Ne için?" Diye sorduktan sonra döküldü bu. Evlenmiş bunlar Selin'le, bir de hamileymiş kız hatta. O çikolatanın hayatını değiştirdiğini, ondan sonra içinden geldiği gibi konuştuğunda taktiğe ihtiyaç duymadığını öğrendiğini söyledi. Her gün eve girmeden bir tane çikolata alıp çalarmış kapıyı. Selin'i de çok mutlu edermiş. Asıl duygusal kısmı ise, çocuklarının erkek olacağını ve ona benim adımı vereceklerini söylemesi oldu.
    Oturup ağladım...

    Güzel yürekli hayati, hep güzel gönlünle kal. Hayatının bir parçası olabilmek, benim için de Harika olacak...
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük