yapışkan sürmüştüm duvara
pencerem açık
odama bir kelebek girmiş
akılalmaz fesatlardır kadınlar üretir sen şaşakalırsın
ingiliz dartford kenti
kavaklı mehmet adanalı hanefi
üçte kapatıp beşte açıyorlar pub denilen meyhaneleri
bir ezgiyi duvara çiviledik ki
hiç bitmeyecek bu sıfatsız türküler
mutluluğumun nedeni fındık kabuğunu doldurmaz
incir çekirdeği denli derinde
muska sevgilerimdir
istanbul'u yürüyoruz hiç konuşmadan
onu eve bırakma süresi uzasın diye
yağmur da olsa yürürüz üç aktarmalı yolları
otobüse binmek meteorolojinin emriyse
jüpiter'in emri olur son durağa dek gtmek
dönüşte iner sevgilim
yan yana durmaklığın süresi uzasın diye
biliyor benim kıza asıldığımı
o da asılıyor
hep böyle yapıyor bacanak mesut
gayet ferah feza heriftir
yanında top patlasa tütün sarar denize karşı
ince kumral bıyıklarında duman
akılalmaz fesatlardır bunlar bacanak
kadınlar üretir sen şaşakalırsın
emirgan korusunun yasak bölgelerinde
bekçilerin kovaladığı yasak öpüşmeler
mazgallara çıkılır rum elinin hisarında
hisar'ın bekçileri uzun uzun düdük çalar
ağır ağır kapanır ardımızdan
sultanlara törenlerle açılan dev kapılar
bir mayıs otobosüne bindiririz muşmula sevgimizi
amca iki öğrenci
en arka köşede ayakta dururuz
el ele tutarız biletçiden gizli
çünkü biletçi her nedense bozulmaktadır böyle şeylere
bacanak mesut karısından boşanır strazburg'ta
avrupa konseyinin önünde bir tokatla
kuş gibi hafif varabilseydik franburjuva tavernasına
akılalmaz festalar bunlardır işte kardeşim
kadınlar üretir sen şaşakalırsın
minarelerin arkasında güneş
kızardı müezzinler
dalgaların içine attığım şarap şişesi
dimdik duruyor suda
işediğimiz yer nasıl da köpük köpük
marmara'yı kesiyor
bir ada vapuru bıçak
bende benden çoksun senden kira almalıyım istanbul
soluğan bir dalga ayırdı bizi
içi saman dolu beyaz bir köpek
geçti aramızdan yıldız
kalorifer borusunda tıkırtı
geceboyu dolaştı durdu yıldız
türen'de aristokrat bir şatoda şarap şişelemekteyiz
bindokuzyüzkimbilir
fırıl takla atıyor bellek
yumak düğüm anılarla gerçek
akılalmaz fesatlardır kadınlar üretir sen şaşakalırsın
sendeki sen kokusu istanbul hü
mavi keten ağustosu yumak sakal eylemiş
hoca hüseyin geldi
hoca hoca oturdu
bir şey sordular mütebessim suskunluk buyurdu
bakışlar kazablanka
gölköy'de o ramazan
tatilin feylesof genel kurulu toplandı
gazap üzümleri
kasap hüzünleri
herkesin hüznü birinci mevkii
aslıyok yaylasında yüz koyunum senin olsun
bir karyola uğruna manitu
ne güneşler batıyor
tüyap fesatlar fuarı
kadınlar açıyor kadınlar kapıyor