evrim teorisinin çürütülmesi

entry82 galeri
    80.
  1. Bilime karşı olan insanlar, bilim insanlarının Evrim Teorisi’ni sanki bir din olarak gördükleri hayalini halk arasında pazarlarlar. Onların iddiasına göre biz evrimsel biyologlara göre evrim yaratılış mucizesidir, Darwin Tanrı’dır, günümüzde yaşayan Richard Dawkins gibi ünlü figürlerse peygamberdir. Bu iddianın komik bile olamayacak kadar saçma olması bir yana, bilim insanları evrime aşkla falan bağlı bile değillerdir! Tam tersine, bilim insanları aslen görevleri olan şeyi yaparlar: Evrim Teorisi’ni yanlışlamaya ve çürütmeye çalışırlar. Hiçbir evrimsel biyolog “Aman da benim Evrim Teori’m ne kadar da ciciymiş, aman da severim ben onu!” gibi çocuksu yaklaşımlarla onu korumaya çalışmaz. Evrim Teorisi, diğer bütün teoriler gibi bilim insanları tarafından sürekli saldırı altındadır. Akla hayale gelmeyecek, hayatınızda görmediğiniz ve duymadığınız canlıların evrimsel geçmişlerinden tutun da, en yakından tanıdığınız canlıların en bilindik özelliklerinin evrimine kadar istisnasız her canlının her niteliğinin evrimle ilişkisi sürekli test edilir. Bu alanlarda sürekli yeni veriler ortaya çıkarmaya çalışılır. Bu yeni verilerin, Evrim Teorisi’nin bugüne kadar öngörüleriyle uyumluluğu incelenir. Eğer bir tutarsızlık varsa, teori gözden geçirilir ve hatalarından ayıklanır. Yoksa, veriler teoriyi destekleyen kanıtlar olarak literatüre girer.

    Evrimin çürümesi için yanıp tutuşan; ancak bunu bilimsel yöntemlerle yapamayacak kadar bilime nefret duyan insanlar, evrim sayesinde edindiğimiz öngörüler ve şu anda bu alana ait bilgilerimiz ile çelişen her olası verinin, teoriyi tamamen çürüteceği sanrısına da sahiptirler. Hayır, her ters veri, teoriyi çürütmez. Bazı veriler, bazı teorilerin öylesine temel varsayım veya bulgularına ters düşer ki, teoriyi tamamen bitirebilir. Örneğin yapılan bir araştırma, Evren’in başlangıcında bir tekilliğin var olamayacağını kesin bir şekilde ispatlasaydı, Büyük Patlama Teorisi ciddi anlamda sıkıntıya girerdi ve muhtemelen terk edilmek zorunda kalınırdı (ki günümüzde giderek artan bir bilim insanı kitlesi, Büyük Patlama’nın başladığı tekilliğin bilimsel bir sorun olduğunu ve muhtemelen bir başka teorinin soruna daha iyi bir çözüm önereceğini düşünmektedir). Bir teorinin kısmen ya da tamamen çürümesi kötü bir şey değildir. Bilim insanları için teoriler, dağlara taşlara adını yazdıkları sevdalar değildir. işlerinin bir parçasıdır, hepsi bu. Üstelik bir teorinin kısmen ya da tamamen çürümesi, bilim ve insanlık için iyi bir şeydir. Böylelikle var olan teorilerimizi gözden geçirerek güçlendirebiliriz ve yeni teoriler inşa ederek, önceki teorimizi çürüten verileri ve önceki teorinin açıklayabildiği verileri bir bütün olarak açıklayabiliriz.

    Tabii ki söz konusu bilim düşmanları, bilimsel olarak gerçeğe yaklaşmanın önemini idrak edebilmiş kimseler değildirler. Onların aklındaki hayalindeki tek şey, bilim sayesinde mekanistik ve materyalistik bir şekilde rahatlıkla izah edebildiğimiz şeylerin (ki bu, şimdiye kadar üzerinde düşündüğümüz hemen hemen her şeydir) ortadan kalkması, böylelikle kendilerinin şahsi inanç ve din propagandasına yer açılmasıdır. “Bak, bilimin X Teorisi Y’yi açıklayamıyor; demek ki benim inandığım Z bunu yapmış olmalı!” Buradaki mantıksızlığı görebiliyor musunuz?

    Peki soralım: Evrim Teorisi’ni zora sokacak bir bulgu ne olurdu? Birkaç farklı cevap verilebilir; ancak paleontoloji (fosil bilim) alanından gidecek olursak, cevap aslında çok basit: evrimsel sürecin kademeli değişim öngörüsünü bozacak, yani “sırayı bozacak” bir fosil bulmak! Örneğin, tüm primatların tarihinin 50 milyon yıl kadar öncesine gittiğini biliyoruz. Bu primatlar içerisinden insanların (Homo cinsinin) sadece 2 milyon yıldır var olduğunu da biliyoruz). Homo cinsinin içeriğinin birçoğunu ve atalarını ve bunlarla olan evrimsel ilişkilerini de biliyoruz. Bu durumda eğer ki 90 milyon yıl öncesine ait kayaçlardan bir modern insan (Homo sapiens) fosili çıkacak olursa, Evrim Teorisi çok kritik ve sıradışı bir darbe alacaktır!

    Ancak buna dair bugüne kadar hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Elbette bulunan ve önceki öngörülerle uyuşmayan bazı fosiller, ufak tefek akrabalık ilişkilerini düzeltmemizi sağlamıştır. Sık sık, yeni keşfedilen fosiller sayesinde bazı tür gruplarının ilk evrimleştiği tarihler geriye çekilmektedir. Fakat neredeyse hiçbir zaman torun olduğunu bildiğimiz bir türün atasının var olmasından önceye ait bir fosil bulunamamıştır. Örneğin modern bir kargaya ait fosil, dinozorlardan önceki sürüngenlerin yaşadığı fosiller arasında asla bulunmamıştır! Çünkü karga, dinozorlardan evrimleşmiş olan kuşların bir üyesidir. Dinozorların daha olmadığı bir zamanda, kargaların yaşaması beklenemez. Evrim Teorisi’nin öngörüsü budur; çünkü canlılar topyekün olarak, bir anda var oluvermemişlerdir. Kademeli olarak, daha önceki atalardan evrimleşmişlerdir. Evrimin bu öngörüsü, bugüne kadar istisnasız her türde doğrulanmıştır ve hiçbir şekilde yanlışlanamamıştır. Evrim Teorisi’ni insanlık tarihinin gördüğü en güçlü teorilerden biri yapan milyonlarca unsurdan biri de zaten budur.
    0 ...