Kuranda pek çok ayette allah, insanlara "akıl etmez misiniz? aklınızı kullanmaz mısınız? akıl sahipleri için ibretler vardır." şeklinde bilgi verir buradan anlıyoruz ki allah akıl sahiplerini imtihan ediyor ve akıl din için çok önemli bir yer ediniyor. Dolayısıyla ayetleri de hadisleri de çok iyi bir şekilde düşünmemiz gerekir.
Hadisler öncelikle akla aykırı olmamalı ve daha önemlisi kuranla birebir uyum içinde olmalı, ayetin bildirmediğini hadis bildiremez çünkü bilgiyi allah verir.
Bir arkadaş hadis için nisa 80. ayeti delil göstermiş "rasüle itaat eden, allah'a itaat etmiş olur. kim de yüz çevirirse; biz, seni onlara koruyucu göndermedik." (nisa 80)
burada rasule itaat demek, allahın birliğine, bildirdiğine, yaratıcılığına iman etmektir, kuran pek çok ayette bunun bilgisini verir kaldı ki nisa 80. ayette de bu bildirilir peygamber koruyucu değildir, bildirilmişi bildirendir ve allahın bildirdikleri peygamberlere gelen vahiydir yani ayetlerdir, oysa ki hadisler peygamberden 200 yıl sonra yazılmış sözlerdir, hadisler eğer ki çok gerekli olsalardı peygamber hadisleri de kurana yazdırmayı uygun görürdü. Neden kurana yazdırmadı diye düşünmek gerekir.
Hadis peygamber sözü demek ise elbetteki peygamberin din için söylemleri olmuştur ama bu sözler kesinlikle kurana uygun olmalıdır, kurana uygun değil ise o sözü peygamber söylememiştir zaten allahın vahyini söyleyen de peygamberdir hiç çelişki içinde olur mu söylemler?
Örnek verilen hadisler kuranla taban tabana zıttır. Kurandaki müteşabihat allahın açıklamadığı konular içindir örneğin kıyametin tarihi gibi, hadisler için değil.
Birde kalem süresi 42.43. ayetlerde bahsi edilenler insanlar için, insanlara olacaklar için yapılan ifadelerdir ancak buhari ve muslimde bildirilen hadisteki baldır ifadesi allah için yapılmıştır bu hadis kurana aykırıdır dolayısıyla uydurmadır allah herşeyden münezzehtir yani sınırlandırılamaz.