atatürk ve lenin i müttefik sanan kişiler

entry20 galeri
    12.
  1. --spoiler--
    Komünist düşünce hareketi ilk olarak Rusya'da meydana geldi. Rusya'da komünist hareketin başında Wladimir Lenin bulunuyordu.

    1914 yılında ikinci Dünya Savaşı'nda iki milyona yakın insan kaybeden Rusya'da oluşan siyesi otorite boşluğundan faydalanan Bolşevikler (yani Lenin yanlıları) orduyu ve halkı kandırarak yanına almak suretiyle iktidarı ele geçirdiler. Burada özellikle kandırılma ifadesini kullanmak istiyorum çünkü komünist rejimden en büyük zararı yine Bolşeviklerin yanında yer alan halk ödemiştir. Üç yıl sürecek kanlı çatışma böylece başlamış oldu.

    Bolşevikler Kızıl Orduyu örgütlediler ve aleyhlerinde olan herkese eziyet ettiler ve öldürdüler. Kendilerine destek vermeyen kentleri yakıp yıktılar. Lenin kendilerine muhalif olan herkesin idam edilmesi emrini verince 10 000 civarında Rus işkencelerle idam edildi.

    Ünlü Rus Yazar Maksim Gorki bu konuda şunları söylemektedir;

    Tombow'da komünistler tutsakları sol el ve sol ayaklarından toprağın bir metre yukarısındaki ağaçlara demir yolu çivileriyle mıhlıyorlardı. Sonra da bu insanların acı çekmesini zevkle izliyorlardı. Bir esirin midesini açıp, küçük bağırsağını alıyorlar ve bir ağaca çiviliyorlar ardından bağırsağın çözülmesini izliyorlardı. Yakaladıkları görevlileri soyup omuzlarından itibaren derilerini yüzüyorlardı.

    Orlando Figes; A People's tragedy 1997 Penguin Books, s775

    Komünist vahşet daha yeni başlıyordu.

    LENIN YAPIMI KITLIK

    Lenin 1918 yılında aldığı bir kararla zaten sefalet içinde yaşayan Rus Halkını çok daha büyük bir sefalete sürükledi. Özel mülkiyet ortadan kaldırılacak, köylülerin mahsullerine devlet tarafından el konacaktı.

    NOT: Halka özel mülkiyet hakkının tanınmaması komünist rejimin temel esaslarından biridir. (Bu uygulamanın hatalı olduğunu anlayıp sonradan özel mülkiyete geri dönen komünist devletler aslında uygulamanın mantık olduğunun ispatı olmuşlardır.) komünist rejimde halk kendisi de dahil her şeyi ile devletin malıdır. Böylece devlet önünde herkes eşittir. Zengin, fakir kavramı yoktur. Tek zengin vardır. O da devletin ta kendisidir. Halk sadece devlet adına çalışır. Devlette kendi malı olan halka bakar. Bu komünizmin temel felsefesidir.

    Köylülerin mahsulleri ve hayvanları silah zoruyla toplanmaya başladı. Direnmek isteyenler en vahşice yöntemlerle susturuldu.

    1922 yılında bölgeye giden bir müfettiş uygulamaları şöyle anlatmaktadır;

    Zoralım birliklerinin haksız uygulamaları akıl almaz boyutlara ulaştı. Tutuklanan köylüler sistematik biçimde soğuk hangarlara kapatılıyor, kırbaçla dövülüyor ve ölümle tehdit ediliyorlar. Teslim etmeleri gereken kotayı tamamen dolduramayanlar; elleri kolları bağlanıp, çıplak bir şekilde köyün ana caddesi boyunca koşmaya zorlanıyor ve sonrada soğuk bir hangara tıkılıp, bayılana kadar dövülüyorlar.

    Rusya Çağdaş Tarih Belg. K. Ve i. Merkezi 17/87164, 76/3/237

    Lenin 1920 yılında, zoralımlara direnen köylere korkunç bir ceza verdi. Bu köylerin sadece mahsulleri değil ellerindeki tohumlar da toplanacaktı. Tohumların toplanması zaten kendi kendilerine zor yeten köylülerin artık yeni mahsul üretemeyecekleri anlamına geliyordu. Yiyecek hiçbir şeyleri kalmayacaktı. Bunun sonucunda kıtlık başladı. 1921, 1922 yıllarında Rusya sınırlarındaki 29 milyon insan kıtlıkla pençeleşti. 5 milyon insan açlıktan kıvranarak can verdi.

    Lenin ise tüm bu vahşeti keyifle izliyordu. Ona göre kıtlık son derece faydalıydı. Bu sayede insanların Allah'a ve dine olan inançlarının kırılacağını ve komünizme boyun eğeceklerini hesaplıyordu.

    Tüm dünyaca yankı uyandıran Komünizmin Kara Kitabı adlı eserde bu şeytanca düşünce şöyle anlatılır;

    Arkadaşlarından birinin hatırladığına göre Lenin açlığın birçok olumlu yanlarının olduğunu açıkça ifade etmekten çekinmiyordu, şöyle diyordu;

    Açlık bizi amacımıza yaklaştıracak ve kapitalizm sonrası aşama olan sosyalizme ulaştıracak. Açlık sadece Çar'a değil Tanrı'ya olan inancı da yok edecek.

    Komünizmin Kara Kitabı, sy. 165

    Lenin 19 mart 1922'de bir mektupta da şöyle diyordu;

    Durum bizim lehimize. Yolların yüzlerce, binlerce cesetle dolu olduğu tam da şuan, kilisenin mallarına yaman, acımasız bir enerjiyle el koyabiliriz ve dolayısıyla da koymalıyız. Sadece açlıktan kaynaklanan ümitsizlik kitlelerde bize karşı hoşgörülü davranışlara yol açacaktır veya en azından bize karşı yansız olabilirler.

    Rusya Çağdaş Tarih Belgeleri Krm. Ve inclm. Merkz. 2/1/22947/1-4

    Bu arşivleri yıllarca araştıran tarihçi Richard Pipes ise yazdığı (Unknown Lenin) Bilinmeyen Lenin kitabında şu sonuca varır;

    Lenin insanlığın geneli için küçümseme dışında hiçbir his beslemiyordu, insanların onun için hiçbir anlamı olmadı. Kitlelere bir demir işçisinin metal cevhere davrandığı gibi davranıyordu.

    Richard Pipes; The Un Known Lenin, Yake University Press, s. 10
    --spoiler--

    Bu zihniyet ile ulu önder mustafa kemal atatürk'ü yan yana getirenlere lanet olsun. bir de lenine...
    0 ...