-ayşe hanımın kızı 190 puan almış.
(bu puanlama benim zamanımın. ne zaman mı? karıştırmayın orasını)
+ama giremiyo hiçbi yere, çünkü sayısala göre düşük o.
-ama 190 puan almış, senin 175 miydi?
+evet ama yabancı dilde en yüksek zaten 185, 190 yok ki...
-tamam canım bi şey mi dedik.senin puanına laf söyleyen mi oldu? ben ayşaanımın kızı 190 almış dedim.
neymiş, bi şey mi demişmişmiş. böyle bide sizi aptala yerine koyarlar ya. nasıl da yayılmış sandalyeye, tabi sen kendini yiyosun, içinden tekrarlıyosun 175 iyi bi puan, bi sürü yere girebiliyorum. ayşaanımın kızı seneye tekrar gircek sınava.
ama nafile, istedigin kadar savun kendini, ayşaanımın kızı almış işte 190 puanı. efsane olmuş o, kazansın ya da kazanamasın.
ayşaanım...
kızı...
190 pua...
-geçenlerde senin şu borç verdiğin çocuk var ya onu gördüm.
+eee?
-bi şişe şarabı devirdi valla, artık bi şişe şarap kaç para sen düşün...senin verdiğin parayla.
+yok yok, o şarabı arkadaşı ısmarladı, iddiada kazanmış.
-bilmem artık...(ama kaş göz oynuyo, kollar kavuşturulmuş)
+hatta beni de çağırdı...
-tamam canım, madem öyle diyosun.
+ya cidden öyle, haftaya ödeyecek borcunu zaten.
-öder öder, boş şarap şişelerini getirir artık para niyetine.
ölür müsün, öldürür müsün?
ben öldürürüm.