yine recep altepe nin troll hesaplarınca organize entariler döşenmiş bir başka palavra.
şu saçmalığı embesilce argümanlar sunmaya çalışıp mala bağlayarak savunan tek hücrelileri gördükçe memleketten iyice ümidimi kesesim geliyor.
ortak noktaları türkçe yazı ve imlaya vâkıf olmamak olan dingillerin öne sürdüğü başlıca saçmalıklara değinelim:
saçmalık 1: japonya'da da var.
lan ülkede en fazla yerli ve milli goygoyu yapan, her fırsatta avrupa dan her şeyi aldılar mankurtlaştılar diyen sen; yok avrupa da böyle yok japonya da böyle diyen yine sen! sen japon musun s*k kafalı? ülkende trende taciz konulu porno filmler mi çekiyorlar japonya'daki gibi? varsa toplu taşımada yaşanan bir problem taciz veya rahatsız ettiği sabit olan kişilerin toplu taşıma kullanmasını engellersin, bir de pano yapar resimlerini raylı sistem duraklarında teşhir edersin. bak bakalım oluyor mu bir daha!
saçmalık 2: isteyen diğer vagonlara da binebilir.
bir de tersinden baksana olaya. aynı haklara sahip kişilerin bir bölümü hem ücretini ödedikleri hem de vergileriyle finanse ettikleri bir alandan yararlanamıyor. sebebi de erkek olmak. bu tip uygulamaların mucitlerinin ve destekçilerinin beyinleri aşağıda olduğundan dolayı çok daha sistematik çözümleri soyut zeka yetersizliğinden dolayı düşünemediklerini sanıyorum. mal herif, suç potansiyel olarak bir takım adamların zihninde durdukça senin yapabildiğin ancak onun fiile geçişini ötelemek olabilir, o da yukarıda saydığım saçmalıklar ve hak ihlallerini gerçekleştirdiğin takdirde... kafayı bozan adam o suçu raydan inince de yapar başka yerde de. sen de oh dersin, benim mıntıkamda yapmadı ya çok da fifi.
işin basit çözümü:
kısa ve net: eğitim + ceza. biz şöyle büyük medeniyetiz, böyle bilmem neyiz demek yerine madem ki ortada böyle bir patoloji var, bunu ne tip bir eğitim uygulaması çözer; kadına karşı işlenen cinsel suçlarda nasıl bir ceza artışı daha caydırıcı olur, yargıda bu tip davalar nasıl daha çabuk işler gibi durumlar üzerine düşünür ve ona göre davranırsın.
elbette işin daha geçici ama yine kadınlara özel vagondan daha basit ve hakuki bir çözümü var, o da sabah ve akşam saatlerinde rush hour denen periyotlarda-8-10 ve 17-19- sefer sayısını ikiye çıkarmak. bursa'daki asıl sorun zaten sürekli zam gelen fahiş fiyatlı ve kalitesiz bir toplu taşıma kullanmak zorunda olup balık istifi gitmek. yaptıkları raylı sistem ilaveleriyle ikiye bölünmüş şehri bildiğin üç parçaya daha ayıran, alternatif güzergah üretemeyen belediye zaten ne yapsa tutmaz.
son olarak böyle bir vagon olabilir mi diye soralım, olur mu böyle şey?
elbette olur. engelliler, gaziler ve yaşlılar için olabilir. ama önce yapılması gereken insanca, güvenli ve kısa süreli ulaşım.
bir de ekleme: raylı sisteme metro demeyin, inenlere öncelik tanıyın, deodorant kullanın.
sazanlara edit: şu an böyle bir uygulama yok aslında. ama olsaymış bunu da destekleyecek trolmallar varmış, bunu da gördük. şu anki uygulama sadece otosansit durağında binecek erkekleri bir vagondan ayrı tutmaya yönelik. bu doğru mu derseniz o da yanlış, git otosansit i şehrin dışına al kardeşim. saçma sapan planlama yüzünden şehrin içinde altı tane sanayi bölgesi var.
