amerika ve beraberindeki bazı ülkelerin katar'ı teröre destekle suçlaması dünya düzeninin, siyasetinin özetidir. gerçeğin ne olduğu önemli değil. gücü yeten yetene. cehennemin kibritten çıkan ateşe "sen sıcaksın, yakarsın" demesi gibi bir şey.
cehennemin boyutu ortada, kibritin boyutu ortada ama mühim olan ne derece iyi yalan söyleyebildiğin ve ne derece insanları bu yalana ikna edebildiğin. güçlenip aksini ispat edene veya güç ile dayatana kadar her zaman güçsüz ve haksız sensin.
burada tabi katar'ı savunmuyorum. sadece abd ve arap devletlerinin katar'ı suçlaması komik.
tabi işin perde arkası ayrı. güç dengeleri, statüko vs. bağımsız politika izleyemezsin, tasmasız gezemezsin. icat çıkaramazsın, reform yapamazsın. katar'a bu derece yüklenilmesi, arap devletlerinin ve amerika'nın olası bir halk ayaklanmasından veya alternatif bir bölge liderliğinden nasıl korkup zangır zangır titrediğinin göstergesi sanırım. saldırı korkunun göstergesi bir nevi.
tabi bu olayları "ırak yetmedi, şimdi katar petrollerine göz diktiler", "katar'ı bölecekler oyun çıkarıyorlar" vs. gibi kolaycı ve bayağı bir şekilde açıklamaktan kaçmak lazım. çeşitli yönleriyle çizgiden ayrılan bir ülke idi, çizilen çizgiden sağsola saptıkça tokatlayarak aynı çizgiye getirme politikası.
