hayatın merkezinde ya da yarı çapı dahilinde olan olayları sözlüğe yazmanın, hayatın sözlükten ibaret sanılması büyük bir yanılgıdır. yazar kişi hayatında veya hayatının çeperlerinde dönen olayları, gözlemlerini, eleştirilerini, önerilerini, yaşadıklarını, anılarını, hayallerini ve daha nicelerini yazmayacaksa eğer, bu sözlüğün ne anlamı var. yok eğer yazacaksa da bu şekilde eleştirilmeli midir?
hem yazıp hem de eleştirmek nasıl bir paradokstur. ama doğru ya, siz ironiydiniz değil mi? memnun oldum, ben de hayatı sözlük olan insanım. hatta bu entryi de bütün gece düşündüm de öyle yazdım... *