—Abla..
—Efendim canım?
—Siz şimdi yazın Ankara'ya taşıncaksınız ya..
—Evet..
—Biz seni çok özliycez. Sen bizi unutur musun ordaa?
—Olur mu hiç? Unutmam, hep hatırlarım. insan komşularını, dostlarını unutmamalı.
—Abla..
—Efendim bir tanem..
—Senin mavi defterine hatıra yazısı yaziym mi? Unutma diye..
—Oluur.. Yaz..
—Tamam.. Dur.. Hmm.. Kalemini de alcam ama..
...
—Yaaaa ama bakıyosuuun!
—Bakmayayım mı?
—I-ıh! Olur mu! Bakılmaz! Ankara'ya gidene kadar okumiycaksın! Tamam mı? Söz mü? Vallahi küserim, mektubunu keseriiim!
—Yerim seni bak.. Tamam, bakmıyorum..
—Yok yoook, olmaz.. Ben karşıya geçicem. Sen telefonunla oyna, kitap oku, bir şey yap. Bu büyükler de hiç bilmiyorlar..
—Neyi bilmiyoruz?
—Şşş! Yazamıyorum! Sessiz...