Her ne kadar aile eksikliğini hissettirmese ve ihtiyaçlarını karşılamaktan gocunmasa da koyar.
Hele ki üniversite mezunu uzatmalı işsiz biriysen her geçen gün daha ağır gelir. Öyle ya insan yükü ağırdır. Kendini kurtaramadığın yetmezmiş gibi onun bunun nispet yaparcasına gözüne gözüne soktuğu "ailesine destek olan hayırlı evlat mobbingine" gark olursun.
istediğini dilediğin zaman, arzu ettiğin şekilde yapamaz; ana baba gözünde evin küçük çocuğu olarak kalırsın.
Eşek kadar olsan da küçük bir veledin annesinden izinsiz nefes alamadığı gibi her adımında "büyüklere" bağlısındır.
Kendi başına kafanın estiği gibi istediğin yere gidemez, gitsen istediğin vakitte dönemez; dahası attığın her adım için hesap verirsin.
Başını alıp gitmek istersin nereye olduğunu hesap etmeden mesela.
Yaşıtlarına bakarsın, herkes işinde gücünde. Hayatını kendi iradesiyle bağımsız bir birey olarak idame ettiriyor. Kendini kıyaslar, bi an önce büyümek isteyen küçük çocuk heyecanıyla imrenirsin.
Ne zaman bitecek hı?
Aileden ayrı yaşadıktan bi süre sonra kürkçü dükkanına dönüş yapan anlamaz bunu.
Çünkü onlardan çıkmıştır bir kere. Kendini saydırmıştır. Hesap verme kavramı zaman aşımına uğramıştır.
Velhasıl kelam ekonomik özgürlük; özgürlüğün mihenk taşı aslında. Kimseye eyvallahının olmaması, gücünün olması durumları. Bilirsin işte.
Ne kadar iyi niyetli, asla kötülüğünü istemeyen insanların pranga öhöm korumasında olsan da üzer be.
Onu yapamazsın, buraya gidemezsin, şu saatte döneceksin ya da tersi buraya mecbur geleceksin vs. vs. Örnekler bitmez.
içleniyorum be oğlum. Kendime yetemiyorum, eksik hissediyorum. Özgüven n'apsın?
Kaç para ulan bi ekonomik özgürlük? Parası neyse babüşko versin de daha da ezileyim. Lol.