20.
-
kanlıca'nin 6o li yillardaki "manzara-i umumiyesi"nden söz edersek: arap güngör'ü, foto nejat'i, arnavut recep'i, özer ağabey'i, ayi süha'yı, makarios tunç 'u, bakkal ismet'i, limon şeref'i, bostancı durmuş'u, baba ergin'i, kuş cemil'i, ördek yaşar'ı, gaga yüksel'i....vb..kimse bilmeyecektir sözlük okurlarından... sözlük okurları, tekke'deki futbol sahasını, laklarda oynan iddialı voleybol maçlarını, aralık iskeleyi, yazlık sinemayı, yanındaki tatlıcı dükkanını, sakayı, , körfezin hisar tarafındaki ucundaki alanda yatan ceviz kütüklerini, fıstıkları, mandırayı, çubuklu'dan eşeklerle gelen içme suyunu, iskeledeki kulaklığı ahizesinden ayrı tek umumi telefonu, ismail ağa kahvesinde elle çevrilerek yapılan dondurmayı vb hiç bilmeyecektir.. işkelenin damına çıkıp ayrılmakta olan vapurların pervane suyuna atlayan çocukları, sonbaharda iskele meydanındaki ıhlamur ağaçlarından sevabına ıhlamur toplayan çocukları, kışın sınıftaki sobayı yakabilmek için nöbetleşe odun taşıyan çocukları..vb..hiç hatırlamayacaktır sözlük okurları çocukluğumun ve delikanlılığımın yazlarını ancak sözlüğe yazarak yeniden yaşayabileceğim bir yerdir kanlıca.