ben bu yazıyı anlamadığım için yazdım

entry2 galeri
    1.
  1. Yazmam 20 Dk mi aldı. Okuması 5 dk yi bile geçmez. inanın değecek.

    Bir gün otobüste yolculuk ederken bir konu hakkında düşünüyordum. Bu konuyu düşündükten sonra o gün eve gidince ne yapacağımı düşünüyordum. içimden şunları kendi kendime söylediğimi fark ettim: "eve gelir gelmez 2 dk da üstümü değiştirecek, 10 dk da yemeği yiyeceğim. saat 8 e kadar şunu bunu yapacağım..." Bunları söylerken neden kendi içimden kelimeleri tekrar ettiğimi düşündüm. Daha doğrusu kelimeleri kurarken bu kelimeleri bir ön bilinç çerçevesinde düşündükten sonra kelime haline getiriyordum. Yani düşüncelerim temelde kaynağını daha önce keşfedemediğim bir yerden geliyordu.

    Eve gidince ne yapacağımın planını yaparken aslında planı çoktan kurguladığımı fark ettim. Planı biliyordum fakat bilmiyormuş gibi kendi içimde tekrar ediyordum. Sonra kelimelere ne ihtiyaç var diye düşündüm, düşüncelerimi hazırlarken kelimeye ihtiyacım yoktu, yalnızca iletişimde gerekliydi.

    Küçükken benim için içinden konuşmak diye bir şey yoktu. Küçükken konuşmayı öğrendiğimde yaptığım şey düşüncemi direk olarak kelimelere çevirmekti.
    Konuşurken elma diyeceksem aklımda elma resmi ve tadı canlandıktan sonra ağzımdan elma kelimesi çıkıyordu. Fakat elma kelimesini hiç bir zaman içimden tekrar edemiyordum. Daha doğrusu içimden tekrar etmek ne demek bilmiyordum. Bunu birisine sorduğumda bana şöyle bir şey söyledi: "içinden konuşmak kelimeleri kimsenin duyamayaçağı şekilde içinden tekrar etmektir". Bunu öğrendikten sonra yavaş yavaş içimden konuşmaya başladım. Daha sonra okuma ve yazmanın etkisiyle beraber o ilk düşünce şeklimi unutmuştum. Artık düşündüğüm her şey kelimeydi. Kelime ve cümleler sürekli aklımda yüzüp duruyordu. Onları unutmak kolaydı. Etkili ve hızlı değillerdi. Taa ki bir kaç yıl öncesine kadar.

    Bir kaç yıl önce kelimelerle düşünmenin beni yavaşlattığını ve boşuna bu şekilde düşündüğümü anladım. Çünkü düşündüğüm şeyler an fazla iki üç hafta aklımda kalıyordu. Bu yüzden ben de eski düşünce yapıma dönmeye çalıştım.

    Düşüncelerimin temel kaynağını kullanarak düşünmek aslında çok daha etkiliymiş, bunu fark ettim. Şimdi sadece istediğim şeyi hissediyorum, sonrasında cevap kendi kendine beliriyor ve bu saniyeler içinde oluyor.

    Şimdi beynimin bu yeni versiyonunu test etmem gerekiyordu, ben de dün telefonuma "Matematik hileleri" diye bir oyun indirdim. Dört işlem üzerine çalışmaya başladım. Amaç beynimin yeni versiyonunu matematiğe adapte etmekti.
    ilkokulda dört işlem yaparken çeşitli teknikler öğrenmiştim. Mesela bölme işlemini yaparken bir şekil çizer, bölünen ve bölen değerlerini yazar daha sonra da bölünenin basamaklarında kaç tane bölen olduğunu hesaplardım. Bu çok uzun bir işlemdi.

    Daha öncelerinde matematik işlemlerini hissederek çözdüğümü hatırlarım. Mesela çok büyük rakamlarla karmaşık bir bölme yapmak. Bazen bu zor türdeki bölmeyi çözmeden önce cevabını hissederdim, sonrasında çözdüğüm zaman ise cevabın hissettiğimle aynı olduğunu görürdüm. Bunu belki siz de yaşamaşsınızdır. işte bu hissin ne olduğunu yeni düşünce şeklimde anlamıştım.

    Yeni düşünce şeklimde bir şey düşünürüm. Sonrasında aklımda o düşünce ile ilgili binlerce şey olur, bazı şeyler ilgisiz gibi gözükebilir ama ben sadece izlerim. Düşüncelerim beni nereye götürecek? Düşüncelerimin beni götürdüğü yerde ilk düşüncemin cevabını bulurum.
    işte yeni düşünce şeklimde bunlar olur. Bu olanlar düşüncenin konusuna göre çok kısa veya çok uzun bir zamanda olabilir.
    Ben de matematikte bunu yapabileceğimi fark ettim. Matematikte 89358/562 gibi bir işlemin cevabını hissederek bulabileceğimi anladım ve buldum.
    Bu hissetme olayı ile matematik yapmada indirdiğim uygulama ile seri şekilde matematik çözdüm. Ve hiç kimsenin yapamayacağı kadar hızlı dört işlem yapmaya başladım.
    Artık benim için bir toplama veya çarpma ne kadar zor gözükürse gözüksün cevabını anında bulabiliyordum. Bir saniye bile sürmüyordu, üstelik bunu nasıl yaptığımı bile bilmiyorum. Vahiy geliyor gibi desem doğru bir benzetme olur.

    Kelimelerden kurtulmanın bir yan etkisi de oluyor. O ise insanlarla iletişimde başarısızlık oluyor. Çünkü bazen öyle şeyler düşünüyorsunuz ki düşündüğünüz şeyi tanımlayacak kelimeler olmuyor, fakat o zihninizde bulunmaya devam ediyor.
    işte kelimeler olmadan düşünmek demek bu oluyor. Bu cümleleri kurarken her kelimede zihimde bir çok şey canlanıyor. Mesela bir önceki cümlede "canlanıyor" kelimesini kurarken aklıma bir bebeğin doğuşundan tutun yaratılış destanına kadar bir çok şey belirdi. Fakat eski düşünce biçimimde bunlar hiç ama hiç olmuyordu.

    inanıyorum ki siz de düşüncelerinizin temeline indikçe daha başarılı bir şekilde düşünebilirsiniz. Sadece sizi sınırlandıran kelimelerden kurtulmanız gerekiyor. Sonrasında zihninizin mükemmel gözlemcisi olacaksınız. Tek yapmanız gerek bir köşeye çekilmek ve şunu düşünmek "bir sonraki düşüncem ne olacak". Bu sırada zihniniz duruyor gibi olacak fakat mevcut olan düşünce yapınızın temeli ile karşılaşaceksınız. Ben bu şekilde bu hale geldiysem siz de yapabilirsiniz. Kendinize inanın

    edit:alıntıdır ama tam da böyle bi dertle uğraşıyorum adama kafa yedirtir..... sizde durumlar nasıl?
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük