Duvarda asılı olan tablo hala orada asılı duruyordu.
Hipnoz olmuş gibi aynı yere bakıyordum.
Resmin boyalarının rengarenk karmaşalarında bakışlarım gözlerimin dışına çıkıyor.
Şaşılaşan gözlerim fizyolojik sorun olarak kaldığı yerde tedavisini bekliyor.
Mekanik destek beklerken dışarıya çıkanlara müdahil olamazken ondan onlarca olurken konu mankeni gibi dışarıyı seyrediyordu.
Yolda kalmıştı.
Hayat tarzı gün boyu soluk alışverişlerine yapışmış kafasının içinde egemen hücreler topluluğu olmuştu.
Tarzını yaşıyordu.
Kimseye boyun eğmemek için kibarca saygı gösterileri sunuyordu insanlarına.
Eve ekmek götürmek için ilişki kurduğu insanların dünyalarına karışırken kafasının yettiği kadar insancıl olmaya çalışıyordu.
Yeryüzünde deprem oluyordu.
içine kaçtığı çadırın penceresinde nefes almaya çalışıp kalbinin derinliklerinde vicdanın kıyılarına ayak basmaya çalışıyordu.