son derece açık görünen ama bir yığın çelişki barındıran söz.
öncelikle, "gerçek insanı mutsuz eder" sözünü göz önünde bulundurursak, üçüncü önerme olarak da "özgür insan mutsuzdur"u sunmamız gerekecek. burdan sonrası çok daha hüzünlü. uğruna etmediğimiz fedakarlık kalmayacak "özgürlük" kavramı, bizi mutsuz ediyor bu durumda. uğruna yapılan bütün o savaşlar/mücadeleler de gereksiz bir mutsuzluk arayışı haline geliyor.
hadi bu böyle diyelim. ikinci paradoks şurda başlıyor: gerçek denilen şeyin bilinmez olduğu artık herkesçe açık olsa gerek. hiç bir şeye kesin olarak gerçek dememiz mümkün olmadığından, yargımıza göre kişinin özgür olması da imkansız hale geliyor. o zaman yine aynı sonuca çıkıyoruz, insanlar özgür olmak için boşuna çabalıyorlar.
son olarak, konuyla ilgili kendi görüşümü belirteyim. kişiyi özgür kılan gerçek değil hayaldir. sınırları kaldıran şey de bilmek değil hayal edebilmek, düşler alemini alabildiğince genişletmektir. o halde einstein'dan gelsin: imagination is more important than knowledge. budur.