insan tarihinde son 1000 yılda üç devrim oldu. Birincisi kopernik devrimi, ikincisi darwin devrimi, üçüncüsü freud ve jung devrimi. Birincisinde dünyanın yüceliği dogmasını yıkan insan ikincisinde kendi yüceliği dogmasını yıkmıştır. Bu dogmanın yıkılışının ardındaki süreçte biz hala yeni bir ruh arayışındaydık, biz işte bu yeni ruh arayışında üçüncü devrimi yaşadık. Bizi başka deryalara savurdu bu üçüncü devrim. Diyor ki insan aklı başında değildir, bir çok türün davranışının karmakarışık hale gelmiş, insan rasyonel davranamaz, saldırgan, bencil, rasyonelitesinin kökeni bile olmayan, haz düşkünü bir yaratık..
Yani yaratılan üç devrim neticede rasyonelitenin yokluğuyla karşı karşıya getirmiştir bizi. insan haysiyetine yaraşmayan bir hayat, insan ruhuna boş gelen bir var oluş.
işte günümüzdü, postmodernizmin keyfekeder var oluş serüveninde dışsal kaynakların artık yetersiz kaldığının farkıyla birlikte insan asıl kendi şahsiyetini yaratan şeyin haz ve hız olmadığını, ilerleme olduğunu, çalışma olduğunu fark etme mecburiyeti içinde bulacak kendini. Ve insan bu aydınlanmayı yaşadığında maymundan insana kadar olan süreç bitmiş olacak; şimdi sırada insandan insan üstüne olan süreç, yeni bir ruh, yeni bir beden, yeni bir var oluş biçimi, yeni üretim dinamikleri, yeni hukuk, yeni felsefe, yeni sanat ve hepsinin ötesinde hepsine önderlik edecek olan yeni bilginin çağı.