ateistlerin ateist olma nedenleri

entry46 galeri
    34.
  1. O pek kutsal şeylerin onlara bi keloğlan masallarından farksız gelmesidir. Bu konuda tevfik fikret'in mehmet akif'e verdiği fatal bir ayar var. Şöyle kopyalıyorum sizler için:

    sen o güzel dini anlatma bana
    o dinden senin kadar ben de anlarim ben de okudum o tanrı kitabını
    yüreğe doğan o sözleri ben de dinledim
    ben de dolaştım sizin gibi cami cami
    tanrı onünde ben de oldum iki kat
    açılırdı hayalimde cennet yolu
    dolardı yüreğime cehennem korkusu ulu tuba'ya ben de tırmandım
    ben de çıktım melekler katına
    ezanı duydum mu bayılırdım
    nasıl koşardım o "tanrı" sesine!
    ben de tesbih çektim, dua ettim
    ben de namaz kıldım oruç tuttum, hepsini hepsini yaptım halt ettim!
    çünkü ne dendiyse inanmıştım
    kanmıştım senin kandıklarına
    bağlanmıştım korü korüne
    canımi adamıştım dinime canımı.
    tanrıyı da sevmiştim peygamberi de. ama onlar bugün cok uzaklarda
    anladım ben asıl gerçek nerde
    anladım hanya'yı konyayı
    bizi hakka götüren yol baska
    senin şu saydikların var ya hani
    şu şaşılacak şeyler hani doğaüstü onlar hep masal hep kafadan atma
    bugün hiç durmadan arıyor insan
    gitgide goruyor isin icyuzunu de
    senin hokkabazlar unutmuşlar geleceği
    isa ile musa, aldatılan ve aldatan
    o büyülü değnek, bir koca kuyruklu yalan işte insanoğlu bir yerde böyle sapık
    beşerin böyle delaletleri var
    putunu kendi yapar kendi tapar
    git ara kiliseyi, dolaş kabeyi
    çan sesini duy, tekbiri dinle
    umduğun, beklediğin şeyler nerde hani ortada bir tek şey göreme
    seytanı da düzme, allah'ı gibi
    buda'sı düzme, ehrimen'i düzme, yezdan'ı düzmece
    bir korkak kuşku yaratmış bunların topunu
    gölgeler baktım, gölgeler, gölgeler...
    sonra baktım bir karanlık uçurum haydi dön geri, dön geri, dön, oğlum!
    ve beynimden vurulmuş gibi devrildim.
    şimdi benim ne cennet, ne cehennem umurumda
    bakarım evrene, şaşar şaşar kalırım.
    ne tapılan tanırım, ne taptıran tanırım
    yaradılışın kuluyum ben artık ben yaradılışın kulu
    pıtrak gibi işte gökyüzünde mescitler
    işte onlara orda vicdanım secde eder
    işte benim bundan böyle tapınmam bu
    işte bundan böyle benim vaktim böyle geçer
    artık öyle rahat, öyle rahat ki içim ayırt edemem kendimi bir kayadan
    tapınmakta biraz biraz minnacık bir kuşla
    bir ishak kuşu da, la ililahe illallah der
    ben de lailahe illallah derim
    ve doğruluk ve alçak gönüllülük ve sıkı dostluk
    ve el uzatma ve koruma ve insaf ve acıma ve sonra bir saire zangoç dememek
    işte buyuran bunlar benim vicdanıma
    benim ayinim düşünüp yapmaktır
    benim dinim insan gibi yaşamaktır
    inanmışım: taparım ben varlığa
    her kanat bana bir melek sesi getirir ne işim var peygamberle benim
    beni hakka bir örümcek götürür
    kitabım işte yeryuzu kitabı
    bendedir iyilik, kötülük tohumu
    varırım hep böyle ta mezara dek
    yeniden dirilmek bizim nemize gerek taşır insanların hem aşkını, hem acısını
    bağrımdaki şu deli, şu ince yürek
    insan gibi yaşamaktır bugün gerçek din
    insan gibi yaşamak.
    1 ...