Doğuştan kör olan hiçbir insanda şizofreni vakasıyla karşılaşılmamış. Ve daha çok bekar erkek hastalığı olarak görülüyor. Kadınlar erkeklere göre daha geç yaşlarda şizofren olmaktadırlar. kadınlarda özellikle negatif (kötü) şizofreni belirtileri erkeklere kıyasla çok daha az ortaya çıkar; dolayısıyla kadınlar ağır şizofren hastası olmazlar. Ağır semptomlarla seyreden hastalar umumiyetle erkektir. Ayrıca evliliğin hastalığın seyrinde koruyucu bir etkiye sahip olduğu da iddia edilmiş.
"ilk yatış tanısı şizofren olan kadın hastaların yaklaşık %30'u evlilerden oluşur. Buna karşılık ilk yatış tanısı şizofren olan erkek hastaların ancak %10'u evlidir, %90 nı bekardır. Yani erkek hastaların içinde bekarların oranı çok yüksektir. Şizofreni daha çok bekar erkeklerin hastalığıdır diyebiliriz.
Riechter'in yaklaşık 250 erkek ve 200 kadında bildirdiği oranlarda bekar erkeklerle kadınlarda şizofreninin ortalama başlangıç yaşı 30 yaş civarındadır. Bekar kadınlarda başlangıç 31 iken erkeklerde 29 dur. Evli hastalarda ise oran çok düşmektedir. Yani evlilik hastalık için koruyucu bir rol oynamaktadır.
Bekar erkek şizofrenlerde ilk hospitalizasyon hızı, her 100 000 bekar erkeğe karşı 31.3 dür. Yani yaklaşık olarak her 3000 bekar erkekten 1 tanesi şizofreni tanısıyla hospitalize edilmektedir. Bu oran, kadınlarda ; her 5000 kadın dan birinin hospitalizasyonu şeklindedir.
Evli kadın ve erkeklerin şizofreni tanısıyla ilk kez hospitalizasyonunu değerlendirecek olursak, her 40 000 evli erkekten ve her 15 000 evli kadından birisi şizofreni tanısıyla hospitalize edilmektedir. Bu durumda bekar erkekler, evli erkeklere göre 10-12 kat daha yüksek oranlarda hospitalize edilmektedir. Halbuki bekar kadınların hospitalizasyon riski evli olanlara göre ancak 3 kat daha yüksektir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde bekarların daha fazla hospitalize edilmesi evliliğin hastalığa karşı koruyucu bir mekanizma olmasından kaynaklanabilir."