Dun vaktim olmadi yazamadim. Kendi teorimi dokecegim buraya. Kaynak gotum falan demeyin okudugum bir suru kaynaktan derledigim dusuncelerim.
Abd gozunde her kuklanin vaktinin doldugu bir gercegi vardir. Gorevini yapan kuklalar sahneden pit diye cekilir yerine baska kuklalar Gelir. Sanmayin ki bu kuklalar hep muhafazakar, hep anarsist veya hep milliyetci olsun. Halkin gozunde biri yukseltilir sessizce, sonra halk istemeden onu destekler bulur kendini. Turkiye hic solcu olmamistir mesela. Ataturk'un kurdugu chp dahi sol goruslu degildir. Zira alti okundan biri devletcilik bir digeri milliyetciliktir. Konumuzdan sapmayalim. Chp hukumeti tikandiginda 2. Dunya savasindan sonra ismet amerika ile gorusmeye basladiginda adnan menderes'in A'si yoktu o donemler. Sonra amerika ismet ile yapamayacagini anlayinca (ismet'in istekleri karsilanmadi) devreye biri sokulmasi gerekti ama nasil? Iste islam devreye girdi. Menderes allah'I kitabi aldi ve geldi. 1959'a geldiginde artik amerika'nin ona da ihtiyaci kalmamisti. Turkiye'yi biraz kendi haline birakip serpilmesini izlemek gerekti ki borc verebilsinler. Boylece turkes cikageldi. Ucak kazasindan kurtuldu menderes, 1959'daki ilk darbe girisiminden de. Ama (bkz: chasing rosvelt) kitabina gore Turkes'in amerika seyahatinin akabinde 'subay gorevlendirmesi'nden sonra istedigi darbeyi yapti koltugunu kazandi ve Menderes'i astirdi. Bu Cumhuriyet tarhinin en kara lekesidir benim gozumde. Muebbet verilseydi ama yine de asilmasaydi. Turk kafasinin siyasette bile nasil partizanliga calistiginin gostergesi.
Seni sevmem rahat uyu menderes.
Seni de sevmem sende rahat uyu turkes.