sadece yaşıyoruz, olabildiğince, yanımızdan her şey geçiyor, biz duruyoruz hiç düşünmeden, elimizi uzatsak dokunacağız, ve dokunmak hakikat gibi. güneşe dokunabilirsiniz mesela şeytan tepesinde, ya da bir yağmura iş çıkışı, ama biz bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz, geleceğimize yetişmeye çalışıyoruz. heba olan şeylere kader deyip avunmak rahatlatıyor bizi. her gece pişmanlıktan ölsek de.
vatandaş olarak bile düşünmüyoruz, okumuyoruz, bilmiyoruz. her şeyin taraftarıyız. kendi düşüncelerimiz yok, çünkü öyle büyümedik, kıramadık hiç incinin kabuğunu, ailemiz ne düşündüyse ona taraftar olduk, inanıyorsunuz bir inancınız var yaratıcıya, dine, ama kitabı değil de, geleneğe göre yaşıyorsunuz, babanızdan duyduğunuz bir kaç cümle ile siyaset, hocadan duyduğunuz vaazlara göre tercih yapıyorsunuz. yanılıyorsunuz. ömür bu yanılgıların arasında geçecek, mutlak doğrunun olmadığı bir evrende mutlak düşünceler mevcut. düşünün, ama önce öğrenin. bu hayatta bildiğim tek gerçek var. o da farkındalık. farkı görmek ümidiyle, şimdilik hoşça düşünün. saygılar.