Ben türk edebiyatında ahmet hamdi ve sezai karakoç'u tapınak şövalyelerine çok yakıştırıyorum. Adamların kafa yapısı bire bir aynı bu teşkilatla; şartlasan, hipnozlasan aynı fikirleri bu kadar net veremezler. Hele o ahmet hamdi'nin toplumun ulaşabileceği limiti gösterirken yaptığı benzetmelerle oluşturduğu ortam tam bir doktrin ortamı (bkz: saatleri ayarlama enstitüsü).