"Çin Uygarlığı, dünyanın en eski uygarlıklarından biri olarak düşünülür ve kabul edilir. Bir Çin uygarlığı olarak geçmişi sadece 5000 yıldır. Genelde Çinlilerin kendi uygarlıklarını bizzat ürettikleri zannı hâkimdir. Hayır, bu doğru değildir. Çin Uygarlığı, babaları tarafından gelen bir mirastan nasiplenmiştir. Ayrıca Çinliler Moğol olduğu da zannedilir. Halbuki Çinliler sadece yarım kan Moğol'dur. Diğer ataları, beyaz Arîlerdir. Uygur imparatorluğu döneminde beyaz Uygurların birçoğu sarı ırktan Moğollarla evleniyorlardı. Moğol ülkesi Uygur imparatorluğu'nun güneyine düşüyordu ve bu çapraz evliliklerin çocukları ilk Çin imparatorluğu'nu oluşturdular. Kayıtlarda şöyle yazılıdır: "Uygur erkekleri sarı vahşîlerin en iyileriyle evlendiler. Bunun bir çeviri hatası olduğuna kuşku yoktur, çünkü bu evliliklerin gerçekleştiği dönemlerde, yeryüzünde vahşîlik diye bir mefhum bulunmuyordu. Bu bakımdan kastedilen ancak aşağı sarı ırk olabilir. Bu anlayışın da Sarı Moğolların Uygurlardan çok daha geri oldukları, uygarlıklarının da Uygurlarınkinden geri durumda olduğu fikrinden doğduğuna kuşku yoktur. Günümüzde Çinlilerin birçoğu son derece beyaz tene sahiptir. Bu, damarlarındaki Uygur kanına işaret eder. Alt sınıf olarak kabul edilen Çinli-Kuli tipi ise Uygur kanı taşımaz. Onlar da eski sarı Moğolların torunlarıdır."
Bu çapraz evliliklerde Uygurlu taraf, çocuklarının Uygur standartlarına göre yetiştirilmesine büyük özen göstermekteydi. Bu nedenle Çin imparatorluğu, ilk olarak damarlarında Uygur kanı olan ve büyük Uygur uygarlığından nasiplenmiş kişilerce oluşturuldu. O hâlde Çin uygarlığının, atalarınca onlara aktarılan Uygur uygarlığı olduğu söylenebilir. Çin'deki Tao tapınaklarında bunu doğrulayan pek çok yazma vardır ve her Çinli bilim adamı bunu hiç sorgulamaksızın bunu kabul eder. Çin'de karşımıza çıkan bir başka gelenek de şöyle der: "Çinliler Asyalı değildirler. Asya'ya, doğan güneş istikametinde uzak bir ülkeden gelmişlerdir."