istanbul çağlayanlı olmak insana yapışır, arkadaş.
nasıl yapışmasın. akşama kadar sokaklarında oynayarak, hayatın içinde büyümüşün. çağlayan ince ince işlemiş seni.
ünlü futbolcuların kardeşleriyle de arkadaş olmuşun, evinden kaçıp artiz olup, yılmaz güney le film çevirmiş kızın kardeşiyle de. hırsızlığa, suça meyilli olanıyla da. mahalle arasında sustalısıyla racon keseniyle de.
bazen abiler "git şu herife sataş sonra biz gelip dövelim" demişler. yani işlemiş içine gizli gizli, bişeyler.
sonra güç bela sıyırmışın kendini, gel zaman git zaman,iyi bi yerlere, mevkilere gelmişin. lakin içindeki o ateş, o mevkilerin olması gerektiği ortamlara hep isyan etmiş.
kravata, takım elbiseye alışamamışın.
toplantıların ortasında isyan etmişin, "çizerim ulan" diye bağırmışın, kimse anlamamış nedenini, neden bu hırçınlık, bu ani patlamalar.
sebep basit.
çağlayanlıyım lan, çağlayanlı. yerim sizin aranız olmadı hiç. sokakta büyüdüm. babadan tokat yemeden eve girmedim.