Küçükken kansızlığımdan ötürü çok daha kolay gribe yakalanırdım. Öyle kolay kolay da geçmezdi gribim.
Beşinci sınıftayım ve yine gribim. Hoşlaştığım çocuğun arkasında oturuyorum, caner. Ailelerimiz falan da yakın gidip geliriz birbirimize yani öyle kasıntılı bir iletişim yok aramızda. Sümüğünü, çapağını bilirim, gider peçete veririm falan. Neyse. Caner arkasına dönüp dönüp espiri yapar ben de basarım kahkahayı. Dersteyiz, Yine döndü arkasını. Tahtadaki çocuğun taklidini yaptı. Ben her zamanki gibi kısık sesli şuh bir kahkaha atayım derken burnumun tıkanıklığına yaptığım basınçla caner'in yüzüne doğru kocaman bir baloncuk çıktı. Bu sefer o bastı kahkahayı gözümün içine baka baka. Yerin dibine girmiştim. iki hafta gidemedim onlara. Anneme sürekli "beni iyileştir anne gülemiyorum." diyordum.
Hey gidi zalım caner.