öğretmenim, canım benim canım benim
seni ben pek çok, pek çok severim
teşekkürler efenim. öğretmenin, ilkokul çocuğundaki yeri ve önemini daha iyi belirtmek maksadıyla böyle bir giriş yaptım. alkışlayan sağ elleriniz nasır görmesin.
çoğumuz zamanında bu sevdaya tutulduk. bu sevda bitmez dedik, yaban gülüm sevdalıyım dedik. kızsa da, dövse de bağlıydık gönülden.
ben ilkokul öğretmeniyim. dar gelirliyim, ay sonunu zor getiriyorum. bu sıkıntımı heryerde olduğu gibi burda da belirtmek istedim. neyse.
ilkokul öğrencisi çok pis yalakalık yapar. fakat bunun sebebi de sevgidendir. öğretmene duyduğu hayranlığın sonucunda ona daha yakın olmak, ayrı bir yere konmak ister. sabahları okul kapısından girer girmez başlar öğretmene hizmet hevesi:
-tebeşir alıverem mi?
+oğlum daha derse girmedik, ne tebeşiri?
-bulunsun örtmenim. biter miter..
öyle ki kendi işini yapmaktan acizdir, öğretmene gelince canavar kesilir:
-örtmenim çantanızı götüriyim mi?
+sağol canım, gerek yok.
-lan sercan! al benim şu çantayı sınıfa götürüver.
ha bir de dersten kaytarma isteği var. bunun sevgiyle alakası yok, sırf ibneliğine:
+biri fotokopileri alıp gelsin
%öğraaagghittaa! (birbirine karışmış "nolur ben gidem" nidaları)
+melike, hadi koş.
-ama hep melik.. (yarım kaldı tabi. pis baktım çünkü)