Çocukluğumu hatırlıyorum.
"Giritli" dedemin, "giritli" insanları vardı.
Bunlardan biri de bana "hasanimu'nun palikaryası" diye hitap eden arap sulhi'ydi.
Küçüktüm, dedemin dükkanında duruyordum yazın, arap sulhi geldi dükkana, "nerde vre o izmirli deden hasanimu'nun palikaryası" diye bağırarak sordu.
Arkam dönüktü o sıra, birden dönünce korktum, çocukluk hali işte "amına kodumun arabı" diye kufrettim ki tam dedem dükkandan içeri girdi ve bana bir tokat aşketti.
"Yapma hasanimu, çocuk o vre" diye araya girdi arap sulhi.
Neyse, sonra dedemle oturduk.
Dedem bana bu "arap"ları anlattı.
Giritte bunlara "siz türk değilsiniz burada kalın" demişler.
Bunların hepsi "biz türküz, milletimizi satmayız" diyerek ana vatana gelmişler.
Iste arap sulhi amca da bunlardan biriydi.
Bunlar dedemle birlikte 2. Dünya savaşında yunan hudutunda askerlik yaparken, almanlardan kaçan bir grup yunan köylüyü kurtarmışlar.
Savaştan sonra da Bu arap sulhi ile dedeme yunanistan hükümeti hediye vermek istemiş.
Arap sulhi "bizi vatanımızdan ayıran palikaryadan hediye almam ben" demiş almamış.
Tabi dedem de almamış hediyeyi.
Ondan sonra da hep birbirlerine "acaba ne vereceklerdi lan" diye sorup durmuş bizimkiler.
Tabi bu güzel insanlar hep göçüp gittiler şimdi, hatıraları kaldı yadigar.
Iste böyle bu vesile ile arap sulhi amcamın dana bayramını kutluyorum.
Nur ıçinde yatsın, ruhu şad olsun.