ara sıra kafayı temizlemek için okuduğum ve ilk okuduğum atsız romanıdır. her okumamda farklı bir ayrıntı keşfetmişimdir. bana göre atsız'ın romancılık manasında en iyi eseri değildir* fakat edebi gücünü en iyi yansıttığı eseridir ki bu kısacık romanın içerisinde efsane incelemesi, şiirler ve günümüz türkçesi kullanılarak aruz ile yazılmış bir şiir de yer alır (bkz: geri gelen mektup). ana karakter zor bir adamdır, öyle ki bu bazen okuyucuyu da yormakta fakat yarısına varmadan kitap açılmaya başlıyor ve başlıyorsunuz hızla sayfaları çevirmeye. hele son sayfalarda bir yargılama sahnesi vardır ki, kitabın filmi çıksa, o sahnenin azametini ve güzelliğini çekebilecek bir yönetmen şu an dünyada bulunmuyor. yer yer atsız beyin kendi yaşamından da yansımalar görürsünüz bu kitapta. kendi yaşamını okuduktan sonra ruh adam okumaya başlarsanız, atsız beyin neler hissettiğine dair fikir sahibi olabilirsiniz.